Cuma, Ekim 05, 2007
antep
Bugün 1923 doğumlu genç bir hanım ilaç yazdırmaya geldi.
Memleketini sordum, Antep'liymiş, İzmir’e 1939 yılında gelmiş.
“Antep nasıldı o yıllarda?” diye sordum.
“Çok güzeldi, halkı dürüsttü, mertti, ama tutucu idi. Ben 12 yaşımda çarşafa girdim. Annem tutucu olmamasına karşın mahalleden laf ederler diye çarşafa soktu” dedi.
Sonra nasıl çıktınız?” diye sordum.
“Atatürk emretti, peçeler açılacak, çarşaf çıkacak diye, herkes açtı. Açmayanları da polis yolda gördüğünde peçesini kesip açıyordu, zira pek çok fena adam göğüs takıp çarşaf peçeyle geziyormuş meğerse” dedi.
“İtiraz eden kavga çıkartan olmadı mı?” dedim.
Atatürk emretti diye olmamış, ama sonra başörtüsünü kıvırıp ağzı kapatma usulü çıkmış. “Şimdi bir açıldı, pir açıldı, kabak çiçeği gibi oldu” dedi.
O yıllarda Suriye'den çok kaçak gelirmiş, dokuma tezgahlarında çalışırlarmış. Her gece sınırdan silah sesleri gelirmiş, sınırı kaçak geçmeye çalışanlara ateş ederlermiş.
“Antep çıbanı yaygın mıydı?”diye sordum.
“Olmayan yoktu, benim de kolumda vardı. 9 kardeşimin hepsinde, annemde de vardı. Yeni doğmuş bebeği ne kadar tüllere sararsak saralım sinek yine de sokar yara uzun süre işlerdi. Zaten yüzünde çıban olanlara, burnu yamulanlara uzaktan ‘ha bu Antepli derlerdi’ dedi.
Fotoğraflar Antep'te 80 yaşındaki katmerci
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
13 yorum:
Aaaa bu Antep çıbanı dediğiniz şey, şark çıbanı ile aynı mı? Eskiler şark çıbanı derdi, yüzünden izi asla geçmezdi hani. Muhtemel aynı şey.
Eskiden öyleydi de şimdi çok mu farklı..Pazarlarda çarşafa girmiş adamlar, kadınlar hırsızlık yapıyor.Kimse onlardan şüphelenmez ya, Onlar dindar haramla işleri olmaz ya. Atamın direttiği kadar var yani.
Yılboyu okuyacağım kitaplarımı TÜYAP Fuarından alıp, sırayla okuduğumdan Latife Hanım'ı yeni okudum, bitirdim.Çok pişman oldum, daha önce okusaydım diye.. Hem Latife Hanımı hem Gazi M.Kemali farklı yüzleriyle gördüm.Çünkü yoruma çok açık yazılmış kitap.
İkisi birlikte, o kısacık 2,5 senede, adım adım gezmişler yurdu.Şimdi birileri diyor ya, Latife Hanım da Çankayada örtülü idi, diye. Okusunlar kitabı da anlasınlar bişeyleri.
egeden
Bora Bey,
sanirim bu antepe ilk ve tek gidisimde katmer yedigim katmerci. cok nefisti gercekten.
Iste bu aralar konusulan "mahalle baskisi", bu... 12 yasinda carsafa sokulan kucuk kiz. Atam, onlari kurtarmis ama simdikileri kim kurtaracak... ?
Geriye gittigimizi gormek ne aci.
Sahil kasabalarındaki gecici görevlendirmede hüviyet kontrolü yaparken ben de enteresan seylerle karsılastım.
Anadolu'da yasadıgı yerde örtülü iken sahilde basını acmıs hanımlarla.Eski haliniz mi diye sordugumda; biraz sıkılarak; "hayır, orada yine kapatacagım, çünkü ayıplarlar" diyorlardı. Sırf toplum baskısından kapanıyor olma fikri ürküttü beni maalesef.
Aylardır blogunuzu okuyorum, çok orijinal bir fikirle yola çıkıp çok güzel bir blog yaptığınızı biliyor musunuz? Bilmiyorsanız söyleyeyim dedim. Ellerinize sağlık. Ayrıca "hastalardan öğrenmek" ne güzel bir tevazu, iyi niyet, akıllılık ve de.
1 yıldır Gaziantep te çalışıyorum. İstanbulluyum. Değişik kültürlere ev sahipliği yapmış, 1,5 milyonun üzerinde insanın yaşadığı bu yerde de çeşitlilik ilk dikkati çekiyor elbette..Hep kalbur üstü ve eski Antep' li olarak kendilerini anan insanlarla birlikte, dost sohbetlerinde kentin kültürel ekonomik yapısı konusunda konuşup konuşup duruyoruz.. Dışardan bir gözlemci olarak fikirlerimi merak etmekteler elbette..Bir istanbullunun gözünden Gaziantep izlenimleri öğrenmek için sürekli sorgulanıyorum..Ama ortak bir şikayet hep aynı ve bana İstanbul dan tanıdık. "Eski den Gaziantep in yerlileri daha farklıydı. Aslında biz böyle değilizdir. Göç bizi mahvetti".. İstanbul'da da sorgulanan doğu göç ü burada Diyarbakır ve Urfa vb. doğu illeri içinde söz konusu.. Diyarbakır da da bulundum. Orada da doğudan göç şikayeti ve benzer telkinler vardı.. Peki öyleyse sorun nereden kaynaklanıyor? BENCE;
asıl sorun kentsoylu kültüre alışmış belli bir şehirli,elit kesimin şehir de kurdukları birbirinden farklı ama dokusu olan alışılmış değerlere, kırsaldan gelen ani ve dengesiz baskın..Şimdi o eski Antep li Ermeni şehirlileri anıp anıp dem vuruyorlar..Okuduğuma göre bir Tabu nun o toplumun içinden sökülüp atılması ve tamamen benimsenmesi için en az 4 kuşak geçmesi gerekirmiş.. Bu da ortalama 4x70 dersek 280 yıl demek.. Cumhuriyetimizin hala ne kadar genç ve halk açısından geçmişle hala kuvvetli bağları olduğunu lütfen dikkatle düşünelim.. Demokrasi ye inanıp ta değişmi istemek için zaman ve sabır gerek.. Tabii eğer kırsal dan gelen şok dalgaları ve bu bağı kullanan yöneticileri ile geçmiş i pekiştirip pekiştirip durmassak..
Sevgi ile kalın..
TOA
İlk kez geziyorum sayfanızı, tüm yazılarınızı okumak zaman alacak ama şimdiye kadar okuduklarım için diyebilirim ki,pek bi keyifli, Sevgiler.
Güzel yorumlar için teşekkür ederim.
Yazdıklarımın okunduğunu bilmek güzel bir duygu, son zamanlarda yorumlar azaldıkça acaba okunmuyor mu diye düşünmeye başlamıştım.
tum islam aleminin kadir gecesini kutluyorum Allah hepimiz için en hayırlısını versin inşallah açılan ellerden bizim içinde dualar cıkar ınsallah kandiliniz mubarek olsun
Ben sizi hep okuyorum, yazmadiginiz zaman icimden "e hic mi hastayla sohbet etmedi acaba bu aralar" diye geciriyorum. Okundugunuzdan supheniz olmasin. :)
Merhaba
blogunu geçen hafta keşfettim. Çok keyifli ve farklı bir blog olmuş. Sizi tebrik ediyorum. Okumaya devam edeceğim...
katmer gercekten olaganustu bir tatli, ben de sanırım bu amcanın katmerinden yemistim. bir ara tempo dergisinde şark çıbanının yeniden yayılmaya başladığına dair bir yazı yayınlanmıştı. umarım gerçekliği yoktur
Akşam yemeğinden sonra içtiğim kahve gibisiniz. Yani benim akşam keyfimsiniz.Merakla giriyorum blogunuza.Amaaa... Her yazınıza yorum yapmamak, okunmamak anlamına gelmiyor; üzülmeyin.Bence gereksiz yorumlarda sizi yorar.Sonra bizden bıkabilirsiniz.Yanılıyormuyum?
Yorum Gönder