Salı, Temmuz 27, 2010

google yasağı




Bugün piknik sonrası allerji yakınması ile başvuran bir bilgi işlem sorumlusuna
"Ne oldu da Google'ın bütün servisleri kapandı?" diye sordum
"Google tüm servislerini tek IP numarasına yükleyince Youtube'un yanı sıra Earth, Translate, Picasa gibi servisleri de yasaklanmış oldu.





Devlet de yasağı sıkılaştırdı, eskiden DNS ayarları değiştirilerek girilirken şimdi sistemde hosts dosyasını değiştirmek gerekiyor" dedi
"Siz sorumlu olduğunuz kurumda çalışanlara bu servisleri açabilirsiniz yani?" dedim
"Evet ama yasağı delmiş oluruz, o yüzden yapmıyoruz" dedi



"Google Türkiye'yi zorlamak için mi bu adresleri birleştirdi?" diye sordum
"Hayır canım, adamların teknik politikaları bu. Türkiye'de olacağız diye bir kaygıları yok ki. Rahat çalışamıyoruz diye devasa Çin pazarından bile çıktılar" dedi
"Esas anlaşmazlık nerden kaynaklanıyor?" diye sordum
"Youtube'un şikayet üzerine çalışan bir denetim sistemi var. Şikayet edilen videoyu kaldırıyor, ama sadece Türkiye'den kaldırıyor. Biz de diyoruz ki tüm dünyadan kaldır. Bunu kabul edersek sansür olur diyorlar. Bunu yasaklatan da ADD, televizyonda gördüm, şikayet eden kişi ben 'Atatürk'e laf söyletmem, sonu nereye varırsa varsın' diyordu" dedi




"Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?" dedim
"Bunu yasaklayamazsınız. Biz görmüyoruz ama bütün dünya görüyor.
Bakın Doktor bey, ben doktoramı yurt dışında yaptım. Oraya ilk gittiğimde herkes bana Geceyarısı Ekspresi filmini soruyordu, ben ise hiç bir şey söyleyemiyor, Türkiye'yi savunamıyordum, çünkü film burada yasaklı olduğundan seyretmemiştim, bir fikrim yoktu. Filmi bütün dünya izlemiş biz yurtiçinde yasaklamışız, bunun ne anlamı var? Bu da aynı şey!" dedi

Kaşıntısı için Terfenadin tb 1x1 yazdım ve özellikle çam ağaçlarının altından uzak durmasını önerdim.

Pazartesi, Temmuz 19, 2010

evde sabun yapımı





Haftasonu katıldığım ROCK-A festivalinin sosyal etkinlikler bölümünde hep merak ettiğim evde sabun yapımını öğrendim.
Dutlar Ekoköyü' nden gelen bir katılımcının anlattığına göre sabun yapmak için öncelikle Potasyum hidroksit içeren kostikli su elde etmek gerekiyormuş. Bunun evde yapımı için bir miktar odun külünü (kömürünü değil) suyun içinde mümkün olduğunca uzun süre bekletip süzdükten sonra kalan suyu buharlaştırarak (ocakta veya ekolojik yöntem tercih edilirse güneşin altında) oldukça derişik bir bazik sıvı elde edecekmişiz..


Daha sonra zeytinyağını kaynatıp içine bu hazırladığımız kül suyundan azar azar ilave ederek pelte kıvamına gelince önceden hazırladığımız kalıplara dökerek soğumaya bırakacak, bir gün kadar soğuyan sabun kalıplar halinde parçaladıktan sonra sabun tozu ve sıvı sabun yapımı için rendeleyerek çamaşır-bulaşık makinesinde toz halinde kullanılırken, sıvı sabun yapmak için yine küllü suyun içinde bir gün kadar bırakacakmışız.
Gösterdikleri örnekler de gerçekten sıvı sabun kıvamında ve görüntüsündeydi.
Sabuna koku vermek için lavanta, defne, bıttım gibi bitkisel yağlar eklemek mümkünmüş.


Bulaşık makinesi deterjanı olarak kullanılırken bardakları matlaştırdığı için yanına parlatıcı olarak elma sirkesi ya da limon kabukları koymak gerekiyormuş.
"Peki ama zeytinyağı çok pahalı bir madde. Böyle sabun üretmek çok maliyetli olmuyor mu?" diye sordum
"Bu sabunu yemeklik yağdan değil ağacın dibine dökülen kurtlu zeytinlerden sıkılan dip yağından yapıyoruz. Her yağhanede bulunan bu yenemeyecek kadar asitli yağın litresi 1.5 lira. Eğer üreticiden alırsanız 50 kuruş. Ekolojik olmanın yanı sıra neredeyse bedavaya evinizin bütün sabun deterjan ihtiyacını karşılayabiliyorsunuz." dediler.





"Bu yağ hiçbir şekilde yenemiyor mu?" dedim
"Büyük fabrikalarda rafine edilirse rafine zeytinyağı olarak satılıyor. %70 rafine zeytinyağına, %30 oranında sızma katılınca da riviera yağı oluyor" diye yanıtladılar
"Kızartma yağlarından da sabun yapılabilir mi?" diye soranlar oldu
"Eğer yağ vasfını kaybedecek kadar yanmışsa olmaz. Yanmamışsa da önce rafine etmek gerekir ki bu da büyük fabrikaların işi" dediler.

Cuma, Temmuz 09, 2010

tek yumurta ikizi





Bugün soğuk algınlığı yakınmasıyla başvuran bir hasta ile aynı soyadında ve aynı doğum tarihinde bir kişi daha olduğunu görünce
"İkiziniz mi var?" dedim
"Evet tek yumurta ikizim var, birbirmimizin tıpatıp aynısıyız, ama şimdi o başka yerde" dedi



"Filmlerdeki gibi bu benzerlikten yararlandığınız oldu mu?" diye sordum
"Okulda sınavlara birbirimizin yerine girerdik. 10 ders varsa beşini ben, beşini o çalışır, sadece çalıştığımız derslerin sınavına girerdik" dedi
"Telepati de oluyor mu aranızda?" diye sordum
"Eskiden, çocukken çok oluyormuş. Annem birimizin kafasına vurduğunda diğeri kafasını tutup ağlarmış. Aynı rüyaları gördüğümüz de çok oluyordu" dedi
"Nasıl bir duygu insanın tıpatıp aynı bir eşinin olması?" diye sordum



"Çok güzel bir şey. Başka kardeşlerimiz de var ama bizim ilişkimiz bambaşka. Bir kere doğumundan itibaren en iyi arkadaşın hep yanında. Herşeyi paylaşıyorsun." dedi
"Hiç kötü yanı yok mu?" diye sordum
"Hep aynı kızdan hoşlanıyorsun, o kötü!" dedi


Cuma, Temmuz 02, 2010

kelepir cip





Bugün ilaç yazdırmaya gelen bir hasta
"Doktor Bey arabaya ihtiyacınız var mı? Cipimi satıyorum" dedi
"Neden satıyorsunuz?" diye sordum
"Hacca gittim geldim, israftan kaçmam lazım. 8 silindirli araba, kilometrede 6 lira yakıyor" dedi


"Vergisi de çok değil mi onların. Neden tüp taktırmıyorsunuz?" dedim
"Vergisi yıllık 3000 lira ama vergi dairesine başvuruyorsun, bunun martrahı yüksek ama o kadar etmiyor diye, düşürüyorlar. Ben dilekçe verdim yıllık 2200'e düştü. Silindir sayısı çok olduğundan tüp taktırmak da 3000 lira tutuyor." dedi
Ne kadar istiyorsunuz?" dedim


"Araba 13 yaşında, full artı full, koltuklar ısıtmalı ceylan derisi, tertemiz, ama 15 000 lira veren yok. Ben de artık binmiyorum, eski bir Renom var ona biniyorum. 300 liraya tüp taktırdım, 1.1 lira yakıyor. Cipi de garaja çektim, satılmazsa 2 sene sonra vergisi düşecek, o zaman kullanacağım. Ne yapacaksın!" dedi

Fotograflar sırasıyla 1951,56 ve 63 model Willys Jeepler