Pazartesi, Şubat 04, 2008

adli inşaat



Bugün oğluna pnömokok aşısı yaptırıp yaptırmama kanusunda fikir danışmaya gelen bir inşaat mühendisine hangi alanda çalıştığını sordum.
Adli inşaat mühendisiymiş. Bunun tam olarak ne anlama geldiğini sordum.
“Binalarla ilgili çıkan anlaşmazlıklarda sorumluluğun kimde olduğunun belirlenmesine yarıyor” dedi ve anlattı:
“Bir binayı yapınca komşu binada sorun hemen çıkmıyor, yeni binanın zenmine oturması zaman alıyor. Örneğin Balçova’da ikisi de 30 yıl önce yapılmış 7’şer katlı iki bina var. Aralarındaki boş arsaya yine 7 katlı yeni bir inşaat yapılmış. Yeni binanın yapılmasından 5 yıl sonra komşu iki binada da çatlamalar ortaya çıkmış, hatta biri oturulamaz raporu verilip boşaltılmış. Bu durumda boşaltılan binadakiler dava açıyorlar ama sorumlu kim? Bunu saptamak çok zor. Kanun inşaatın bitiminden 5 yıl sonra bina sağlamsa müteahhitin sorumluluğu biter diyor, aralarına yapılan bina yapılalı 5 yılı geçmiş. Zeminde 30 yıl içinde büyük değişiklikler olmuş, 30 yıl önce 1 metreden çıkan su şimdi 2,5 metreden çıkıyor. Her iki eski bina komşu inşaat başlamadan önce 2,5 santim kadar zemine oturmuş. Biz burada kusuru hakkaniyetle dağıtacak bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Yani kusurun bir kısmı müteahhide ait olduğu gibi bir kısmı da zemine ait olabilir” dedi.
“Peki yeni yapılan binanın daha sağlam temellerle yapılması , kazık çakılması komşu binaları kurtarır mıydı?” diye sordum.
“Evet komşu binalara zarar vermeyecek çözümler var , ama ekstradan 500-600 bin lira masraf çıkartacak. E bu arsanın sahibinin sağdaki soldaki bina sahiplerinden bir ayrıcalığı yok ki. Aynı katı çıkıyor, aynı vergiyi veriyor, neden öbürkülerden 2-3 daire parası fazla masraf etmek zorunda olsun” dedi ve ekledi “Bu çalışmalarla standartları oluşturunca mahkemenin atadığı bilirkişilerin ahbap çavuş ilişkisi içinde inşaata şöyle bir bakıp fikir yürütmeleri sona ereceği gibi, zemin etüdü yapıyoruz deyip doğru dürüst sondaj yapmadan rapor veren firmalara da sorumluluk yüklenecek”

Kendisine pnömokok aşısının ancak yetersiz beslenme, immün sitemi yetersizliği, ya da kalpte delik gibi ciddi sağlık sorunu olan çocuklara uygulanmasının doğru olduğunu, rutin uygulanacak bir aşı olmadığını, uygulanacak olsa bile aşının koruduğu bakterilerin Amerika'dan elde edilmiş bakteriler olduklarını ve yapılan çalışmalara göre bahsi geçen aşının ülkemizdeki bakterilere karşı koruyuculuk oranının oraya göre çok düşük, % 40 lar düzeyinde olduğunu, benim de kendi çocuğuma bu aşıyı yapmadığımı anlattım.
"Peki bu reklamlar ne oluyor?" dedi.
"Ne yazık ki bu reklamlar ticari amaçla yapılıyor, zira bebeklere 4 doz aşı yapmanın maliyeti asgari ücretten fazla, yaklaşık 500 lira. Reklamlarda bize anlatılmak istenen 'bu aşıyı yaptırırsan iyi ebeveynsin, yoksa çocuğunun başına gelecek şeylerden sen sorumlu olursun' düşüncesinin doğru olduğunu düşünmüyorum" dedim, ve Sağlık Bakanlığı'nın kesinlikle yapılması gereken tüm aşıları ücretsiz olarak uyguladığını, hatta eskiden bazı anne babaların ilk aylarda ayrı ayrı yapılan karma aşıları ateş yapar diye tercih etmeyip eczaneden aldıkları ithal beşli karma aşıların bile şu anda sağlık ocaklarında ücretsiz olarak yapıldığını belirttim.

Deprem fotoğrafları bu siteden.
Son fotoğraf Muş’un kuş uçmaz kervan geçmez tepelerinde Bağışıklama Günü.

8 yorum:

Adsız dedi ki...

sen kork pnömokok :) Zaten Türk halkı da bir şey anlamamıştı doktor bey reklamdan :)

Adsız dedi ki...

nasıl şimdi ben anlamadım,
gereksiz yere bir sürü bebeyi aşılatıyorlar mı?
şimal

3elma dedi ki...

Çok teşekkürler ,aydınlatıcı bir bilgi olmuş.gerçekten son zamanlarda bu vakaların sık görülmesi sanki aşı yaptırmalıyız gibi geliyordu ama tüm hastalıklarda olduğu gibi her şeyin başı sağlıklı beslenme olduğunu bir kez daha anladım.

Anahtar dedi ki...

insan oğlundan korkulur valla.. para için yaptıkları şeye bak. daha neler görücez bakalım.

teşekkürler

Adsız dedi ki...

Yeni çıkan her ilaca ve her aşıya şüphe ile yaklaşıyorum. Şimdi oğluma umca isimli bitkisel bir ilaç onerildi. Araştırdım Almanya'da 12 yaşından küçük çocuklara verilmediğini öğrendim. Alsam mı almasam mı kararsız kaldım eşim bal pekmez yedir çocuğa ondan iyi diyor.Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz bora bey. Adaşınız olan oğlum bora 4,5 yaşında. Sitelerinizi devamlı takip ediyorum ve keyifle okuyorum ellerinize sağlık.
Yasemin

ssbb dedi ki...

Faydası olur mu bilmem ama kullanmanızda sakınca yok bence.

Benim gorusum dedi ki...

Benim simdi kafam karisti.. Ticari amacli bir asi oldugunu vurguluyorsunuz; peki ama neden bu asi hemen hemen tum Avrupa ulkelerinde asi rutinine dahil edildi? Ingiltere'de 2006 itibari ile bu asi devlet tarafindan ucretsiz! olarak her bebege yapiliyor.. Tabi ki ebeveynin yazili onayi ile - ama her dr da bunun icin pozitif gorus bildirip, ebeveyne kisisel baskisini da uyguluyor.. Tr'de bu durum nicin farkli? Sonucta bu bakteri her yerde ayni degil mi? Ingiltere'de verem hastaligi artik cok cok nadir gorulmesine ragmen, virusun kontrol altinda tutulmasi amaci ile halen daha asi rutininde..

ssbb dedi ki...

Bakterinin her yerde aynı olmadığı yazıda belirtiliyor.