Bugün aynı liseden , şişkinlik ve yemek sonrası hemen acıkma yakınması ile bir müdür yardımcısı, ve kasıklarda ağrı yakınması ile bir kız öğrenci ayrı ayrı başvurdu. İkisi de Güzel sanatlar Lisesindendi . İlk defa duyduğum bu liseyi sordum. Diğer meslek liseleri gibi normal derslerin yanı sıra meslek dersleri olarak sanat dersleri alınıyormuş. İki bölüm varmış, resim ve müzik. Kız öğrenci müzik bölümündendi. Gitar, bağlama ve piyano çalınıyormuş. Müdür yardımcısının söylediğine göre aslında öğrencilerin sınavla alınması gerekiyormuş, ama başvurular sınıfları doldurmadığından her başvuranı alıyorlarmış. Başvuranlar da genelde yatılı olduğu için tercih ediyorlarmış. Sık sık sevklerde rastladığım PİO ve YİBO kısaltmalarının anlamını sordum: Pansiyonlu ilköğretim okulu ve yatılı ilköğretim bölge okulu anlamına geliyormuş. Pansiyonlular haftasonları eve giderken yatılılar sadece dönem sonlarında gidiyolarmış. 'Okulu bitirenler ne oluyor' diye sordum, normal öğrencilerin sanatsal branşlara ve resim müzik öğretmenliğine girmek için 200 puan barajını geçmeleri gerekirken, bu öğrenciler için baraj 160 puanmış. Öğretmene fizik muayenesi normal olduğu için, yemek yerken her lokmayı en az 20 kez çiğnemesini ve arada su içmesini , bu sayede daha az yemekle doyacağını ve yakındığı , tepkisel insülin salgısına bağlı çabuk acıkmadan kurtulacağını anlattım. Öğrencinin idrar tahilili temiz çıktığından ve başka bulgusu olmadığından Spasmomen draje yazdım ve spor yapmasını öğütledim.
1 yorum:
Adsız
dedi ki...
[...Bir doktorun hastalarından bu kadar şey öğreneceğini tahmin etmiyordum. Açıkçası, Marketing Post, bana her gün bir şey öğretiyor. Bugün hissemize sizin hayattan yakaladığınız ayrıntılar düştü...]
Hayat sanki bir deniz, biz de suyun üzerinde ilerliyoruz. İlk zamanlarda, çocuklukta falan, deniz çok dalgalı, sen ise sanki ufak bir salın üzerinde çırpınıyor, bir an önce hızlı hızlı gitmek istiyor, ancak pek fazla yol alamıyorsun.
Zaman geçtikçe teknen büyüyor, kalitesi ve hızı artıyor, ancak senin hızlı gitme isteğin git gide azalıyor.Yavaş yavaş tadını çıkararak gitmek, etrafı seyretmek istiyorsun. Ancak çocuklukta hızlı gitmek ne kadar zorsa, yaşlandıkça yavaşlamak da o denli zorlaşıyor. Bütün motorlarını istop etsen bile artık kocaman bir gemi olmuş olan aracın çarşaf gibi denizin üzerinde hızla ve sessizce kayıyor. Sen ise güverteden geminin pruvasının yardığı suların iki yana doğru açılarak uzaklaşmasını ve ufukta beliren karşı kıyının hızla yaklaşmasını hüzünle izliyorsun.
1 yorum:
[...Bir doktorun hastalarından bu kadar şey öğreneceğini tahmin etmiyordum. Açıkçası, Marketing Post, bana her gün bir şey öğretiyor. Bugün hissemize sizin hayattan yakaladığınız ayrıntılar düştü...]
Yorum Gönder