Cumartesi, Nisan 01, 2006

köy öğretmenliği

İki haftalık moladan sonra tekrar Bingöl'deki polikliniğime döndüm.




Bugün bir köy öğretmeni bulantı yakınması ile başvurdu. Karlıova' nın köylerinde üç yıldır eşiyle birlikte çalışıyorlarmış. İlk yıl dağ köylerinde çalışmışlar,şimdi yol kıyısında bir köye inmişler. İstanbul'a bile gidebilmek için (İstanbul en kötü tayin yeriymiş geçim açısından) 10 yıl, İç Anadoluda bir ile gidebilmeleri için 16 yıl çalışmaları lazımmış. Daha önce çalıştıkları dağ köyünde su ve elektrik çok yetersizmiş. Telefon ise yokmuş. Bazen telefon hattını tamir ediyorlarmış ama hava şartlarından hemen yine kopuyormuş. Cep telefonları da çekmiyormuş. Önemli bir haber iletmek gerektiğinde merkeze varmak için 8 saat yol yürümek gerekiyormuş; dağda, karda! Kar bazen çok yumuşak oluyormuş,bu nedenle hedik kullanılamıyormuş. Bir süre karda yüründüğü zaman insanın görmesi azalıyor, her yeri beyaz görmeye başlıyormuş. O zaman kar dolu çukurlara düşmek büyük tehlike yaratıyormuş. Çukur 50 santim olabildiği gibi 3 metre de olabiliyormuş. 4-5 sene önce de bir öğretmeni dağda yürürken kurtlar parçalamış.

Köylülerin davranışlarını sordum: Şimdiki köyde eğer fazla yüzgöz olmazsan iyiymiş, aksi takdirde 'cıvıyorlarmış'. İlk çalıştığı köyde ise hiç saygı göstermiyorlar, çocukları da okula göndermiyorlarmış. Bomboş okulda oturmayı ve yatarak para almayı içlerine sindiremediklerinden tek tek evleri dolaşıp çocukları okula göndermeleri için yalvarmışlar. Çocuklar öğrenmeye hevesliymiş , ama okuldan çıkar çıkmaz ellerine bir dürüm ekmek verip hayvanların başına gönderiyorlarmış, geceyi orada geçiriyorlarmış. Hayatından memnun olup olmadığını sordum. 'Başka gidecek yerimiz yok, zaten gidecek yeri olan buraya gelmez' dedi. Yine de çalışmaktan zevk alıp almadığını, manevi doyumunu sordum. 'Kendini körelmiş hissettiğini, 3 yıl önce mezun olduğunda daha dolu olduğunu, gittikçe yeni bilgiler edinemediği gibi dağarcığındakileri de kaybettiğini' söyledi. Tahililleri temiz olduğundan bulantısının yiyip içtikleriyle aldığı basit bir virüs enfeksiyonundan kaynaklanabileceğini söyledim. Suların kirli olduğunu, kaynatarak içtiklerini ama yine de olabileceğini belirtti. Bulantısı için Metpamid tb., şehre ulaşımın zor olduğunu göz önüne alarak evde bulunması için Novalgine tb, ve Tylol hot poşet yazdım. Elini sıkarak tebrik edip uğurladım.


(Fotoğraf olarak Nuri Bilge Ceylan'ın Kasaba filminde kış günü sınıfın camından bakan öğretmenin fotoğrafını koymak istedim, aradım bulamadım, aynı sahneden başka fotoğraflar buldum. Ayrıca ararken bu sayfayı da buldum: http://okul.blogspot.com/2006/03/revir.html )

1 yorum:

ky dedi ki...

Merhaba.İyi olacak hastanın ayağına doktor kendisi gelirmiş. ne mutlu bana. Şu tylol hot var ya. Uzun tenefüslerde çay yerine içilir oldu okullarda.