Cuma, Kasım 17, 2006

Bugün nefes darlığı yakınması ile başvuran yaşlı bir hasta ava gittikçe rahatladığından bahsedince ne avına gittiklerini sordum.


Balıkesir'e keklik avına gidiyorlarmış. Keklik avlamak için av köpeği gerekliymiş.
Pırnak denen büyük çalılıkların içine saklanan keklikleri bulan köpek hiç kıpırdamadan hatta nefes almadan ayağını kaldırarak keklik bulduğunu haber verirmiş. Bu pozisyona ferma denirmiş. Köpeklerin ferma yaptığını, aynı arabanın geri geri giderken çıkardığı uyarıcı ses gibi ses çıkararak haber veren tasmalar da varmış. Avcı hazır olunca köpek kekliği havalandırır, avcı da trap tarzı atışla vururmuş.


Fişeklerin 25 tanesi 7-13 YTL arasında değişiyormuş. Son avda 10 fişek atmış, üç keklik avlamış. Keklikler yarım kilo kadar çekiyormuş. Tavuk gibi haşlayarak pişiriliyormuş , ama eti daha yumuşak, tadı daha lezzetliymiş.
Fizik muayenesi olağan olduğundan nefes darlığının psikolojik olduğunu düşünerek Deprenil tb 1x1 verdim ve ava gitmeye devam etmesini önerdim.

8 yorum:

Adsız dedi ki...

pointer cinsi kopekler sanirim bunlar. cok sekerler. evde besleyen bir arkadasim vardi "evde buldugu herhangi birseyin basina gecip saatlerce bekliyor bizim gelip almamizi" demisti.

Murat Ozdemir dedi ki...

selamlar, cok hos bir blog!

Adsız dedi ki...

merhaba sayfanıza ilk defa girdim .öncelikle blogunuzun adı ilgimi çekti.ve öğrendikleirniiz okumaktan bilgisayarın başından kalkamıyorum.sizizn dktrlar varmı gerçekten bunda pek iannamadım doğrusu.izmirdemi bingöldemi görev yapıyosunuz ve her hastaya bakıyosunuz hamilede size geliyo tansiyon hastasıda neyse.ben izmirli fakat görevimiz dolayısıyla batmanda yaşıyorum.özelikle buralarda böle dktr çok şaşırdım gerçekten.neyse umarım meslek hayatınıızn sonuna kadar böle duyarlı ve ilgili dktr olursun.yazılarınıız devamını bekliyorum.kolay gelsin.
svegilerle.

Annelog Atölye dedi ki...

İnsan her an birşeyler öğreniyor değil mi? Hatta hastasından bile:)
Kolaylıklar dilerim.

Adsız dedi ki...

Merhaba, amcam Istanbul'da bankadan emekli olunca Çanakkale'ye köyümüze yerleşti. Yıllardır avcılıkla uğraşır ve köpek eğitir. Bir gün yetiştirdiği yavru köpeği ilk defa ava çıkarmış. Kuşa ateş eder etmez silahın sesiyle birlikte köpek de fişek gibi fırlamış ve ortadan kaybolmuş. Amcam aramış ama yok. Ertesi gün amcam tekrar aynı bölgeye ava gitmiş. Bir çalı yumağının dibinde köpeğe rastlamış, hayvan hala korkudan titriyormuş. Sonra o köpeğe noldu diye sordum, çok akıllı bir avcı oldu,dedi.Paylaşmak istedim. Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Sayfanız harika artık her gün bende sizin sayenizde bir şeyler öğreneceğim :)
teşekkürler

Adsız dedi ki...

Sevgili celerone sayesinde sayfanıza ulaştım. Şaşkınlık içindeyim... Ben bir Dr. dan bunu beklemiyordum diyeceğim sizi kızdıracak ama dürüstlük olacak. Takipteyim.

Adsız dedi ki...

Nedense av konusu olunca kopekler akilli, kahraman, zavalli, korkabilen, duygulari olan hayvanlar olarak binbir sifatla anlatilirlar.
Avlananlar ise -nedense aci bile cekmediklerinden(!)- sayi disinda hicbir sifata layik gorulmezler.
-Kac tane vurdunuz efendim?

Avciligin yarattigi bir kultur oldugu gibi, bambaska bir anlayisi da oldugunu kabul ediyorum.

Avciliga cocukken alismis kisilerin neredeyse hic fikir degistirememeleri ise cok cok aci.

Sanirim ben avciligi asla ama asla kabul etmeyecegim. Acsaniz ve acliktan ölüyorsaniz tamam. Iste o zaman hep avcilarin oen surdugu doganin kanunu yururluge girebilir.

Acaba avcilar-avcilik uzerine yapilan psikolojik arastirmalar ve nedenleri kendilerine okutmanin bir faydasi olabilir mi?

Gokten empati yagmasi dilegiyle, : )

Sevgiler,

ps: Ferma -Dur- anlaminda... Latince kokenli, ama bu sekli ile Italyanca.