Perşembe, Aralık 21, 2006

Bugün annesinin ilaçlarını yazdırmaya gelen yaşlıca bir hanım hangi ilaçların bittiğini tam bilmediğini, çünkü yeni geldiğini söyleyince nereden geldiğini sordum.
‘Hacdan geldim’ dedi. ‘Hac daha başlamadı ki’ deyince anlattı: Üç ay önce Ramazan Bayramında umreye gitmişler, o zamandan beri Suudi Arabistan’da kaçak olarak kalıyorlarmış. Üç yıl boyunca hac kontenjanı dolu olduğundan bu yola başvurmuşlar. Kişi başı 3000 YTL ödeyerek bir tur şirketi ile anlaşmışlar. Fiyata yemek dahil değilmiş. Mekke’de ve Medine’de kalmışlar. İki katlı 14 odalı müstakil bir evde 55 kişiymişler. Beylerle hanımlar ayrı odalarda kalıyorlarmış. Yemekleri de sırayla yapıyorlarmış. Dışarı çarşıya alışverişe çıkacakları zaman arap gibi görünmek için kara çarşafa girip peçe takıyorlarmış. Araplar Türkleri hiç sevmiyorlarmış. 700 yıl onları idare ettiğimiz içinmiş. Günleri hep zikirli, dolu dolu geçmiş. Medine’de Peygamberimizin kabrinin bulunduğu Mescid-i Nebi’ yi ziyaret edip gece orada yatmışlar. Hava sıcak olduğundan herkes mescidin etrafında yatıyor, sabah kalkıp ibadetini yapıyormuş.


Yakalanmaları şikayet üzerine olmuş. Başka bir Türk acentası kendi müşterileri yakalanıp sınırdışı edilince hasetinden bunları şikayet etmiş. Ayrıca Suudi Kralının yeni bir uygulamasıyla bir kaçak yakalatana 1000 riyal (500 YTL) ödül veriliyormuş. Gruplarını şikayet eden 25 000 YTL ödül kazanmış. Polis kapıya gelmiş, eşyalarınızı toplayın sınırdışı edeceğiz demiş. Dört gün Riyad’da hapishanede kalmışlar. Hapishane çevresi dikenli telle çevrili bir dam altıymış, her milletten 500 den fazla mahkum varmış. Yatacak yer yokmuş, betonun üzerine satıcılardan temin ettikleri kartonu serip yatmışlar. Yemek üç öğün çıkıyormuş ama tabak kaşık vermemişler, koca bir kazan yemeği ortaya koyup gidiyorlarmış.
Başka milletten olanlar kazanın başına üşüşüyor, ellerini pilava daldırıp avuçluyorlar, sulu yemekleri giysilerinin önüne dolduruyorlarmış. Bizimkiler dört gün aç kalmışlar. Tel örgünün dışına gelen satıcılardan bisküvit su almışlar onunla idare etmişler.


Riyad’dan sınır dışı edilecekleri zaman çantalarının olduğu yere götürüp eşyalarını göstermelerini istemişler. Kıyafetlerini geri alabilmişler ama oradan aldıkları video kamera görüntülü telefon gibi kıymetli malları kaybolmuş, bulamamışlar.
Uçak için para istememişler.


11 yorum:

Adsız dedi ki...

pek inandırıcı değil. Biraz abarttılar bence. Hem doğru bile olsa, kaçak oldukları için, izzet ikram beklemek abes araplardan. Ama ilginçti.
Egeden

crick dedi ki...

Arabistan'da kaçak yaşamanın cezası idam değil miymiş?Şaşırdım doğrusu...

Adsız dedi ki...

Ülkemizin insanlarının bu duruma düştüğünü duymak çok üzücü. Böyle bir olayı basında hiç okumadım. Sayenizde, bize yansıtılmayan bazı gerçekleri de öğrenmiş olduk.

Arabistan'ın bu tip kotalar koyması normal aslında. Daha geçtiğimiz yıllarda olan kazaları, ezilerek ölen insanları hatırlayacaksınız. Belki de bu tip olayların bir nedeni de orada böyle kaçak kalarak, Hac sırasında yolların , köprülerin kapasitelerinin üzerinde kullanılmasına sebep olan insanlar. Bu açıdan baktığımızda, bu kaçak kişiler, oraya ibadet için gitmiş ve bunun için belki de 3 yıl beklemiş herkesin hayatını tehlikeye atıyor olabilirler. Zaten ülkenin kaçakları ihbar edenlere verdiği ödül de bu nedenle olmalı.

Kaçakların mazeret olarak "Üç yıl boyunca hac kontenjanı dolu" nedenine sarılması da başka bir ayıp. Yaptıkları, sıra bekleyen insanların önüne geçmeye çalışmak ve bunu yaparken kendilerininkiyle birlikte, arkalarındakilerin de yaşamını tehlikeye atmak.

Elbette Arabistan'in kaçaklara davranış şekli ve sağladıkları imkanlar, insan haklarına uygun görünmüyor. Bir saygısızlık, başka bir saygısızlığı doğurmuş.

Bu enteresan konuyu bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Arabistan'ın tedbirine karşı milletimden yüzlerce insanın 700 yıllık hükmünü ve ahlaki değerlerini unutup bu ayıbı yapmasını arap hapisanesinin tutumuyla eşdeğer görüyorum.
Umre veya hac gibi kutlu bir amaç için gidip, böylesine bir rezilliği çektilerse bundan bir ders çıkarmak gerekir.

Adsız dedi ki...

Blogunuzu bugun kesfettim , bir solukta okudum, fotograflara da bayildim. Cikarken de yureginize ve kaleminize saglik diyim dedim.

Adsız dedi ki...

ben de bu dertten muzdaribim. annemler iki yıldır hacca gitmeyi bekliyorlar, bir türlü sıra gelmiyor. ama açıkcası bu şekilde kaçak olarak gitmenin iyi bir fikir olamdığından şimdi daha da emin oldum.
ayrıca bu konuda sıkıntlı olduğum bir husus da bayanları yalnız olarak ulkelerine almamaları.
geçen yaz arkadaşlarla 8 günlüğüne ziyaret etmek istedik o güzel yerleri. yaşlanmayı beklemeyelim dedik. ama bizim yanımızda mahremimiz olmadan almıyorlarmış :(

bi de merak ettim, ilaç yazdırmak için doktora geldi ve hatırlayamayınca sohbet edip gitti öyle mi teyzecik?

Ali Kahya dedi ki...

ben bu arapların türkleri sevmediği iddiasında bulunanları bir türlü anlamıyorum. beğenelim ya da beğenmeyelim, bir kuralları var ve bu kuralı uyguluyorlarsa, bu kural da bizim türklere dokunmuşsa burdan arapların türkleri sevmediği sonucunu çıkarmak doğru değil.

defalarca gittim, arap halkı türk halkını çok seviyor ve çok saygı duyuyor. şu ana kadar sadece bir tane lübnanlı hristiyan bir arap türklerin aleyhinde konuştu, diğer sohbet ettiğim ne kadar arap olduysa hepsi türklere karşı hayranlık ve saygı besliyorlar.

Adsız dedi ki...

tesadufen blogunuzu buldum
sonderece guzel ...
tebrikler

Adsız dedi ki...

Yazık teyzecik ne çekmiş bu yaştan sonra. Sonuçta her ülkenin kuralı var ama çalışmak veya çalıp çırpmak için değil de ibadet için kaçak bulunan, ve elbet bir süre sonra dönecek insanlara da bu muamele biraz ağır bana kalırsa. Arabistan'ın kabeyi büyük bir ticarethaneye çevirdiği bir gerçek hele şu son günlerde basında çıkan kabe manzaralı daireleri duyduktan sonra herşeye inanırım.

Adsız dedi ki...

selamlar yazılarınızı sürekli okuyorum. anılarınızıdesek daha doğru sanırım...
hergün olsa daha çok sevineceğim...
neyse işinizde kolay gelsin.
mail adresim
muzzure@hotmail.com

Adsız dedi ki...

araplar ibadet edilecek mekanları çirkince ticaret alanına çevirdiler.inanna insanların sırtından , kendileri yatarak ve kötü muamele yaparak korkunç paralar kazanıyorlar.kesinlikle helal değil bu paralar,ben inanmıyorum en azından.