Ben tiyatrodan pek hazetmem hele memleketimin tiyatrocu kafa yapısından(ya da benim rastladıklarım öyleydi)hiç anlamam.Genelde durum şudur 'ulan nefis oyunlar yaptık yine anlamadılar'.Bana kalırsa en kötü işin bile ayakta alkışlanması,tiyatroya duyulan manasız saygı Türkiye'de tiyatronun gelişimini engelliyor ve imtiyazlı sayılabilecek mesleklerden birini yaratıyor(madden olmayabilir).İyi hikayeler bulmaya çalışın herşey yoluna girer.Genel olarak Turgut Özakman'dan vazgeçin,savaşın kötü olduğunu 'Aslan asker Şvayk'la artık anlatmayın.Biz geliştik sizleri bekliyoruz.
birileri bişeyleri ustanın deyimiyle gözünden anlıyor... hakikaten bu ülkede mizah yapmak zor... aslında gayet gerektiği gibi davranıyoruz. değerini anlamamız için bu dünyadan gitmesi gerekli illa ki... yazık....
Karagöz ile Hacıvatı yasaklayan bir devlet kültürü genlerine işlemiş bir toplumun, aptal Tv dizilerine ve R.İvedik türü filmlere olan merakı süpriz değil. Devlet yardımıyla tiyatro yapanlardan da fazla bişey beklemiyoruz zaten. Sanattan kazandığını sanata harcayanlardan söz edince, Müjdat Gezen hocayı anmamak da olmaz.Saygılarımla.
Anlamadığım nokta şu. Bilet almak istediğimde Konak Melek Ökte Sahnesinde yer bulamadığım için üç hafta sonrasına randevu aldığım tiyatrolar tıklım tıklım doluyken hala ilgi yok, seyirci az diyorlar. Bu bir sefer olan bir durum da değil. Bir ay önce yine aynı şekilde bilet bulunmuyordu. Bilet fiyatlarını artırmak yerine yeni salonlar açarak ya da oyunları bir hafta daha fazla gösterimde tutarak daha fazla kişinin gelmesini sağlayabilirler heralde. Çok mu iyimser düşünüyorum :)
Tiyatroda moda sanirim, arasan yer yok derler, bir de ilgisizlikten yakinirlar. Nedir bu, kendini agirdan satma metodu mu, yoksa maliye ye karsi tedbir mi? Tabi domuz gribi olma riskide cabasi. Sizin kaprisinizle mi ugrasacagim,
Tabi zevkler ve renkler tartisilmaz ama, Ferhan Sensoydan da hic hazzetmem. En iyisi sinemaya gidip, Avatar´i izlemek.
Zaten güzel yurdumun güzel insanları böyle düşündüğü için tiyatrolar bu halde.Tiyatrolar yaşadığınız gerçekleri kafanıza kakar sizi hayal dünyasında yaşatmaz.Hazzetmediğiniz ustalar size insanca yaşamak için neler yapmanız gerektiğini oyunlarla anlatır.Herşeye evet efendim sepet efendim köle tipler ise bunu kabullenemez.Sinema yoluyla oynanan oyunlara gözü kapalı atlarlar ve orada ne görüyorlarsa yapmaya bayılırlar.Gidiniz efendim dezenfekte edilmiş sinema salonlarında uydurulmuş domuz griplerine yakalanmadan abuk subuk Avatarlar seyrediniz.Bu filmler ne de olsa çekilmez olan gerçek hayatımıza derin anlamlar katıyor.
Hayat sanki bir deniz, biz de suyun üzerinde ilerliyoruz. İlk zamanlarda, çocuklukta falan, deniz çok dalgalı, sen ise sanki ufak bir salın üzerinde çırpınıyor, bir an önce hızlı hızlı gitmek istiyor, ancak pek fazla yol alamıyorsun.
Zaman geçtikçe teknen büyüyor, kalitesi ve hızı artıyor, ancak senin hızlı gitme isteğin git gide azalıyor.Yavaş yavaş tadını çıkararak gitmek, etrafı seyretmek istiyorsun. Ancak çocuklukta hızlı gitmek ne kadar zorsa, yaşlandıkça yavaşlamak da o denli zorlaşıyor. Bütün motorlarını istop etsen bile artık kocaman bir gemi olmuş olan aracın çarşaf gibi denizin üzerinde hızla ve sessizce kayıyor. Sen ise güverteden geminin pruvasının yardığı suların iki yana doğru açılarak uzaklaşmasını ve ufukta beliren karşı kıyının hızla yaklaşmasını hüzünle izliyorsun.
10 yorum:
Ben tiyatrodan pek hazetmem hele memleketimin tiyatrocu kafa yapısından(ya da benim rastladıklarım öyleydi)hiç anlamam.Genelde durum şudur 'ulan nefis oyunlar yaptık yine anlamadılar'.Bana kalırsa en kötü işin bile ayakta alkışlanması,tiyatroya duyulan manasız saygı Türkiye'de tiyatronun gelişimini engelliyor ve imtiyazlı sayılabilecek mesleklerden birini yaratıyor(madden olmayabilir).İyi hikayeler bulmaya çalışın herşey yoluna girer.Genel olarak Turgut Özakman'dan vazgeçin,savaşın kötü olduğunu 'Aslan asker Şvayk'la artık anlatmayın.Biz geliştik sizleri bekliyoruz.
eleştirim mevcut yazıyla degil genel olarak türkiyede tiyatro ile ilgili.buraya niye hırslandım tam bilmiyorum.
birde orduyu göreve bekliyoruz demese saygım tam olacaktı ama neyse, sanatsal olarak taktiri hak ediyor
birileri bişeyleri ustanın deyimiyle gözünden anlıyor... hakikaten bu ülkede mizah yapmak zor... aslında gayet gerektiği gibi davranıyoruz. değerini anlamamız için bu dünyadan gitmesi gerekli illa ki... yazık....
Karagöz ile Hacıvatı yasaklayan bir devlet kültürü genlerine işlemiş bir toplumun, aptal Tv dizilerine ve R.İvedik türü filmlere olan merakı süpriz değil.
Devlet yardımıyla tiyatro yapanlardan da fazla bişey beklemiyoruz zaten.
Sanattan kazandığını sanata harcayanlardan söz edince, Müjdat Gezen hocayı anmamak da olmaz.Saygılarımla.
Anlamadığım nokta şu. Bilet almak istediğimde Konak Melek Ökte Sahnesinde yer bulamadığım için üç hafta sonrasına randevu aldığım tiyatrolar tıklım tıklım doluyken hala ilgi yok, seyirci az diyorlar. Bu bir sefer olan bir durum da değil. Bir ay önce yine aynı şekilde bilet bulunmuyordu. Bilet fiyatlarını artırmak yerine yeni salonlar açarak ya da oyunları bir hafta daha fazla gösterimde tutarak daha fazla kişinin gelmesini sağlayabilirler heralde. Çok mu iyimser düşünüyorum :)
yazılarınız çok ilgi çekici ..
Tiyatroda moda sanirim, arasan yer yok derler, bir de ilgisizlikten yakinirlar. Nedir bu, kendini agirdan satma metodu mu, yoksa maliye ye karsi tedbir mi?
Tabi domuz gribi olma riskide cabasi. Sizin kaprisinizle mi ugrasacagim,
Tabi zevkler ve renkler tartisilmaz ama, Ferhan Sensoydan da hic hazzetmem. En iyisi sinemaya gidip, Avatar´i izlemek.
Milletin nazinimi cekecegim, HIh :)
Zaten güzel yurdumun güzel insanları böyle düşündüğü için tiyatrolar bu halde.Tiyatrolar yaşadığınız gerçekleri kafanıza kakar sizi hayal dünyasında yaşatmaz.Hazzetmediğiniz ustalar size insanca yaşamak için neler yapmanız gerektiğini oyunlarla anlatır.Herşeye evet efendim sepet efendim köle tipler ise bunu kabullenemez.Sinema yoluyla oynanan oyunlara gözü kapalı atlarlar ve orada ne görüyorlarsa yapmaya bayılırlar.Gidiniz efendim dezenfekte edilmiş sinema salonlarında uydurulmuş domuz griplerine yakalanmadan abuk subuk Avatarlar seyrediniz.Bu filmler ne de olsa çekilmez olan gerçek hayatımıza derin anlamlar katıyor.
Tiyatrocular neden sürekli yakınıyor, sürekli ağlıyorlar? Başkasının başarısını kıskanıyorlar da, takdir etmesini bilemiyorlar?
Yorum Gönder