Cumartesi, Şubat 18, 2006

yalancı



Bu sabah bir doktor arkadaşım 'Çok kötü durumda bir çocuk var, konuşur musun?' diyerek 16 yaşında erkek bir hastayı bana yönlendirdi.Temiz giyimli,jöleli saçlı genç ailesinin kredi kartı borcu yüzünden zor durumda olduğunu,babasının da işten çıkarıldığını ,bu nedenle borçlarını ödeyemediklerini,evlerine haciz geldiğini,okula gitmek için dolmuş parasının olmadığını,cebinde sadece 2 YTL olduğunu,karnını doyuramadığını,arkadaşları yerken baktığını,ailesine bakmak için çalışması gerektiğini,zaten sene başında çalıştığı için devamsızlığının sınıra geldiğini,kendisine 1 ay istirahat verirsem zaten okulunda okuduğu için elektrkçi olarak çalışabileceğini gayet içten, gözleri sık sık dolarak anlattı. Kendisine 'umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini, zor koşulların insanı olgunlaştırdığını, okula gitmenin onun için tek kurtuluş olduğunu, okursa cumhurbaşkanı bile olabileceğini, akşam(5'te çıkıyormuş)okuldan sonra çalışmak için kafelerde garsonluk gibi bir iş bulabileceğini, Başbakanımızın da gençliğinde simit sattığını, derdini anlatırsa herkesin ona yardımcı olacağını, halkımızın çok müşfik olduğunu' anlattım.İkna oldu.İş araması için 1 gün istirahat ve iş bulana kadar harcaması için 10 YTL verdim.Ne zaman sıkıntıya düşerse gelebileceğini söyledim. Teşekkür ederek gitti. Arkasından gelen hastalardan bir genç ,kafe çalıştırdığını, çocuğun anlattıklarının tamamen yalan olduğunu, bütün gün kafelerinde vakit geçirdiğini, okula gitmediğini, alt katta beni nasıl kandırdığını ballandırarak anlattığını,bir daha para vermememi söyledi.

Sonradan ek:
Öğleden sonra hastalar bitince konu kafama takıldı.Sekretere hastanın kayıt fişini buldurttum.Babasına işyerinde telefonla ulaşmam 5 dakikamı aldı.Gerçekten de genç hastamız yalan söylüyormuş. Babası çok üzüldü, ben de teselli etmeye çalıştım.Yarın öbürgün ziyarete geleceğini ve parayı da iade edeceğini söyledi.Sanırım ziyaretten sonra bir ek daha yapmam gerekecek.
Ek 2: Ertesi gün aile geldi. Gayet makul, entellektüel, ve halleri vakitleri yerinde görünüyordu. Parayı geri verirken annesi çok perişan ve mahçuptu, benim açımdan sıkıntı duyacak birşey olmadığını söyleyerek rahatlatmaya çalıştım. Çocuk okuldaymış,Onu da getirmelerinin çok daha iyi olacağını söyledim gidip getirdiler. Aileyi ve hemşireyi odadan çıkarttım, gözleri yerde, 'Çok kötü birşey yaptım özür dilerim' derken sözünü kesip epeyce fırçaladım.
Beni dinlerken aklı başka yerde olduğundan seni aşağılıyorum diye de belirttim. Annesi bir yol göstermemi istedi; ergen psikolojisi üzerine eğitim almış bir arkadaşıma yönlendirdim, ayrıca tiyatro ile ilgili bir eğitim alabileceğini, bu konuda gerçekten yetenekli olduğunu söyledim. Zira ben ilk gün dinlerken aklımda yalan söylediği şüphesini sürekli uyanık tuttum, ancak inandım.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Bora bey,gerçekten çok iyi bir iş yapmışsınız çocuğun ailesine haber vermekle.

Ege dedi ki...

Oyuncu olmasını teklif etmeniz, çok akıllıca :)

Rifat KURBAN dedi ki...

bende bu şekilde sokakta yalvarıp yakarıp çok mahcup bi şekilde para isteyenlere dayanamam veririm üc-beş. sonra da hep aklımda kalır gerçekten doğru mu söylüyordu diye. hiç vermemek mi en mantıklısı yoksa verip sonunu düşünmemek mi bilemiyorum...