

Kırmızıbir taş olarak çıkartılıyor, sonra bu taşlar 700—800 derecelik tamburlarda çevrilerek içindeki cıva gaz haline geçirilip, en sonunda soğutulup çamuru çöktürülerek elde ediliyormuş. Cıva insan sağlığını çok kötü etkileyen bir madde olduğundan işletmelerinde yeterli güvenlik önlemi alıp almadıklarını sordum.
“Eskiden yoktu ama işçiler hastalanıp, büyük büyük tazminatlar aldıktan sonra işçi sağlığı önemsenmeye başlandı” dedi.
“İşçilere böyle büyük tazminatlar verildiğini bilmiyordum” dedim.“Türkiye çapında bu işlere bakan 500 tane müfettiş var. Özel sektörü ısıramadıklarından devlet işletmelerinde bol keseden veriyorlar cezayı” dedi.
“Bor gerçekten bahsi geçtiği kadar önemli bir maden mi?” diye sordum.

“O nasıl oluyor?” dedim.
"Bazı ilaçlarda da olur ya düşük dozda gübre vazifesi görürken. Yüksek dozda kısırlaştırıcı etkisi oluyor. Ot bitmesi istenmeyen yerler var, mesela yüksek gerilim hatlarının altına bor dökülüyor” dedi.
“Çıkarması zor mu?” diye sordum, değilmiş. Yüzeyde bulunuyormuş, üstündeki, toprak patlatılıp açılınca ortaya çıkıyormuş, tünel açmaya gerek yokmuş. Bor’un özelleştirilmesi konusunda ne düşündüğünü sordum.

1 yorum:
Ne acı, ülkemizin madenlerini, çıkarılışı ihracı vs. kaç kişi biliyor, ilgileniyor acaba? Adamcağız ne güzel anlatmış, Ecevit'i de rahmetle anmış. Ama biz ancak yumurta ağzına gelince haykırıyoruz, Kazdağlarında siyanürle altın aranmasında olduğu gibi..
Tabii işçilerin sağlık sorunu da başka bir olay. Her işin zorluğu var mutlaka, ama zehirlendiğini bile bile, nasıl çalışır insan??
(Not: çiçek arif hakkında size katılıyorum)
egeden
Yorum Gönder