Salı, Ocak 26, 2010

pöstekicilik


Dün eski bir tabakhane işçisi bacağındaki ağrılar nedeniyle başvurdu. Emekli olmadan önce Melez deresinin kıyısında 25 yıl postçuluk , yani yaka kürkçülüğü yapmış.
Bana taze koyun derisinin nasıl işleneceğini anlattı: Önce 1-1.5 kilo kaya tuzunu eritip içine bir bardak kadar asit ekleyip yağlarını temizlediğimiz deriyi içine bırakacakmışız. Arada silkeleyip çalkalayarak iki gün salamurada bekledikten sonra oradan çıkarıp krom dediğimiz(?)şeyi sürecekmişiz. Son olarak da yıkayıp asılarak kurutulacak, daha sonra da taraklanacakmış.
Abi çocuklarından çok çekmiş. Bir oğlu omurilik tümöründen yatalak olmuş, ölümü bekliyormuş, dağ gibi de oğlanmış. Şimdi 30'lu yaşlarında olan kızı ise '70' li yıllarda, tarifine göre immün (bağışıklık sistemi ile ilgili) bir hastalığa yakalanmış. Sırayla eklemleri şişiyormuş, daha sonra bacaklarında derin yaralar açılıyormuş. Uzun süre hastanede yatmış. Yaralar temizlene temizlene kemiğe kadar inmiş. Çocukun pansuman sırasında sıkmaktan dişleri kırılmış. Doktorlar ‘Biz elimizden geleni yaptık, Allah'tan umut kesilmez’ demişler. Bu sırada bu köstebek hastalığını (eklemleri sırayla gezdiği için halk arasında böyle deniyormuş) Kemalpaşa'da toprakla tedavi eden bir kadının methini duymuşlar. Çocuğu taksiye atıp götürmüşler. Kadın bunları görünce 'Siz nerede kaldınız, ben iki gündür sizi rüyamda gördüm bekliyordum' demiş. Önce şart koşmuş, ben tedavi edeceksem artık hiç doktora götürmeyeceksiniz diye. Baba da ne yapsın, ölürse evimizde ölsün diyerek kabul etmiş. Kadın kızını bahçeye göndermiş, köstebeklerin kabarttığı yerlerden birer avuç toprağı leğene doldurup gelmesini söylemiş. Daha sonra yeşil bir ipi düğümleyerek okuyup yakmış, külünü de suyla birlikte toprağa karıştırmış, çamur yapmış. Çamurla açık yaraların üzerini kapatmış. ‘Bu çamuru her gün süreceksiniz, önce yara sulanacak akacak, vazgeçmeyip süreceksiniz’ demiş.


Söylediği gibi yapmışlar, bir hafta sonra yara küçülmeye başlamış, iki haftada kuş gözü gibi kalmış. Derin yaraların iyileşmesi üç ayı bulmuş, ama şimdi çok iyiymiş kızı, sadece yara yerinde iz kalmış.

Siyatalji bulguları olmadığından , sıkıntıdan da uyuyamadığından sadece geceleri uyumasını da kolaylaştıracak Sirdalud MR kapsül yazdım.
Bana post getireceğini , akşam iş çıkışı postun üzerine bir yattım mı bütün elektriğimi alacağını, sıcacık olacağını söyleyerek gitti

10 yorum:

Bana Sıkça Yaz dedi ki...

Bu bahsettiğiniz kadın kadar olmasa da benim babaannem de şifacıydı. Ufak tefek ameliyatları (bademcik gibi) evde hallediyordu. Bitkilerden yaptığı garip lapaları da kırıklara, yaralara sürüp iyileştirdiğine çok şahit oldum...

NzN dedi ki...

İlginç bir hikaye. Ben bu olay ile ilgili sizin düşüncelerinizi de almak isterim bir doktor olarak.
Kullandıkları toprak içindeki herhangi bir madde yaraların iyileşmesini desteklemiş olabilir mi?

tşkr.
NzN

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Dedem ben dahil tüm torunlarına postaki yaptırtmıştı ve renk renk boyatmıştı. Gerçekten de vücudun tüm elektriğini aldığı gibi sımsıcak tutuyor.

Adsız dedi ki...

Sayın doktorum,gül doktorum,
pöstekicilik dediğiniz ne ola. Yenilir mi? içilir mi?
İnternet alemine siz düşürdünüz bu kelimeyi.Açıklasanız da merak da kalmasak.
Sağlıcakla.

cenebaz dedi ki...

Aklıma hemen deliye pösteki saydırmak lafı geldi...Zor iş. Bir de o dönemdeki işçi sağlığına olan duyarsızlık da gelince , çok çekmişler.

Gökhan dedi ki...

Nasıl oluyor abi bu. Hastalık juvenil romatoid artrite benziyor ama anlamadım ben. sen de şaşırmadın mı?

Öykücü dedi ki...

Kızın tedavisi hakkında bir yorumunuz yok mu?

Cagdas dedi ki...

Açıkçası çamurun faydalı olduğu farklı yöntemler duymuştum fakat ben yine de bunun okumaktan öte bilimsel bir açıklamasının olduğunu düşünüyorum.

Bu kadar yıldır bilimle uğraşan bir insan(doktor) olarak bu çamurla tedavi yöntemi hakkındaki yorumunuz nedir acaba? Okuma üfleme kısmı haricinde :)

Teşekkürler böyle güzel yazıları bizimle paylaştığınız için..

Sedosh dedi ki...

Merhabalar hocam. Sizi severek takip ediyorum.Kızım 1.5 yaşındayken yanmıştı. 40 gün hastanede yattık.'Allahtan ümit kesilmez ama siz yine de bir girip görün' dedikleri yerden, sepsisten döndük. O zaman hastanede yatan hasta yakınlarından çoğu 'bizim orada çok iyi bir yanıkçı var götürelim' dedi. Güvenemezdik. Güvenmedik. Kızım şimdi çok şükür iyi. Ama bunları okudukça hep bir acaba diyorum ve üzülüyorum. Sevgiler.

Unknown dedi ki...

Hocam Merhaba,
Ben Ahmet Türk. 32 yaşında İstanbulda ikamet ediyorum. Yazınızı okudum ve günlerdir araştırdığım konuyu sizin bloğunuzda buldum. Küçükken doğumdan bir süre sonra kafamın tepesinde ceviz büyüklüğünde bir şişlik oluşmuş. O zamanlar köy şartlarında doktorada götürmemişler. Annem Köyde hoca bir kadına götürmüş. O da sizin bahsettiğiniz gibi köstebek toprağıyla bir ilaç yapmış daha sonra kafamdaki şişlik geçmiş gitmiş. Şimdi 1 yaşında bir kızımız var. Yaklaşık 3 aylıkken kafasında bir şişlik tespit ettik. Doktora götürdük. İnfantilmiyofibramatozis teşhisi koydular ve şuan da kemoterapi alıyor. Belki genetik olarak benden kızıma geçen bir hastalık olmuş olabileceğinden şüpheleniyorum. Bahsetmiş olduğunuz kadın veya hastanın bize adres telefon vs. bir şekilde ulaştırmanızı rica ediyorum.
şimdiden çok teşekkürler
Ahmet Türk - 0 533 208 97 19 / ahmetturk2@hotmail.com
saygılarımla...