Pazartesi, Kasım 26, 2007

teknik direktörlük

Bugün orta yaşlı, iyi giyimli bir erkek hasta soğuk algınlığı yakınması ile başvurdu. Sigortasının zaman zaman olduğunu söyleyince ne iş yaptığını sordum, teknik direktörmüş.
Takım çalıştırırsa sigorta yapıyorlarmış, çalışmazsa sigortası da olmuyormuş.
"Teknik direktörlük de sınıflara ayrılıyor değil mi?” diye sordum.
“Evet, sadece en üst derece teknik direktörlüktür, onun altında C, B, A gibi sınıflarda çalıştırıcılık var. Bir de şimdi Pro-teknik direktörlük çıktı, Avrupa ile uyumlu olacak, biz de sisteme geçilince uyum eğitimi alıp pro olacağız” dedi.
"Ne gerekiyor teknik direktör olmak için?” diye sordum.
“Önce ya bakan, ya milletvekili, ya paşa, ya belediye başkanı bir tanıdığın olacak...” derken sözünü kesip, yanlış anladığını; takıma teknik direktör olmak için gerekenleri değil, sertifika almak için gerekenleri sorduğumu belirttim.
Kurslara katılıp C sınıfı Amatör Ligden başlayarak her sınıfta belli süre çalışıp, bir üst sınıfın kursu görüp sınavlarını vermek gerekiyormuş.
"Ertuğrul Sağlam bütün bu aşamalardan geçti de mi Beşiktaş'la anlaştı yani?" diye sordum. Dünya kupasında oynayan ekibe bir jest olarak diplomalar vermişler ama Sağlam bütün bu yollardan da geçmiş, yıllardır çalışıyormuş.

“Ertuğrul’la sınıfta beraberdik, iyi anlaşma yaptı, 3 trilyona anlaştı”
dedi.
"Bu sadece transfer ücreti mi?" diye sordum.”
"Tabi, ama bir anda alınmıyor, 2,5 yıllık mı ne anlaştı, çalıştıkça alacak. Başta en fazla 1 trilyonunu almıştır, ayrıca maaş da var , ama onu kaça anlaştı bilmiyorum” dedi.
Bu kadar büyük paralar dönen bir sektörde, çok para kazanabilecek pozisyonda iken işsiz olmasını nasıl değerlendirdiğini sordum.
“Aslında Türkiye’de yeterli teknik direktör yok, toplam sayı 600 civarında bunların da yarısı, emekli, işi bırakmış. Mesela Süper Amatör diye bir lig var, adı amatör ama oyuncular hep profesyonel, 2. Lig kalitesinde. Adamlar işin ucuzuna kaçıyorlar, sen 2 milyar maaş istiyorsun, çok geliyor, gidiyor, diplomasızla 1 milyara anlaşıyor. Teknik direktör çalıştırma şartı gelirse durum düzelir” dedi.
Fatih Terim’i nasıl bulduğunu sordum.
“Bırakın Allahaşkına Doktor Bey, sinirim zıplayacak gene, seyrettiniz mi son Bosna maçını?” dedi.
“Ne vardı?” diye sordum.
“Adamlar zaten gariban ülke, satın mı almışlar ne yapmışlarsa 'aman kazara gol olur' diye korkularından bşizim kaleye gelmediler, buna rağmen güç bela yendik" dedi, ve ekledi
" Fatih Terim teknik direktörlük imtihanlarından kaldı, sonra torpille geçirdiler, teknik bilgisi zayıftır. Ayrıca sporun spordan zevk alınması özelliğini öldürdü, sporcunun önce ahlaklı olması bitti, olay tamamen politikaya, taraf tutmaya, kişiselleştirmeye döndü. Bak Hamit Altıntop Almanya’da gol kralı oluyor milli takıma çağırmıyor, neden? Olayı kişiselleştiriyor. Milli takım teknik direktörü maç bitiminde hemen açıklama yapmaz, orası sorumlu mevki, heyecanla yanlış bir şey söylersin, basın toplantısında danışmanlarınla danıştıktan sonra konuşursun, ama bizimki maç biter bitmez ağzına geleni söylüyor”

Soğuk algınlığı için Theraflu f tb 3x1 yazdım ve bol narenciye tüketmesini önerdim.
Eski fotoğraflar
bu sitedeki bir öyküden: Yazara göre Eskişehirspor karşısında, o zamanki GS teknik direktörü Turgay Şeren 2-0 yenik duruma düşünce takıma geri çekilmelerini söylerken, takım kaptanı Fatih Terim hocası ile kavga ederek takımı ofansif oynatmış ve skoru 2-0 dan 3-2 ye getirmiş.
Son karedeki, günümüzün güzellik yarışmaları organizatörü Süha Özgermi'nin sahadaki görevi ise yazıdan anlaşılamıyor.


3 yorum:

Adsız dedi ki...

acaba o beyefendi ingilizce biliyor muymuş?

bakınız sinyor terim nasıl şakıyor:
http://youtube.com/watch?v=ChkFtdzDKxs

Adsız dedi ki...

valla ben onu bunu bilmem..O konuştuğunuz antrenör nerede, Fatih Terim nerede... Buna bakarım.Ayrıca katılmıyorum da,, Terimi çok seviyorum. Herşey okuma, şu bu değil.. Adam hitabetiyle, mimikleriyle, duygularıyla senelerdir bu sahalarda. Biraz vicdan diliyorum böyle konuşanlara...
egeden

Adsız dedi ki...

Fatih Terim'in kişiliği tartışılabilir, ama teknik direktörlüğünü tartışmak bence o beyefendiye değil bu konuda yetkinliği ispatlanmış kişilere kalmalı bir zahmet. UEFA kupasını kaldırmış, Real Madrid'i yenip Süper Kupa'yı da kaldırmış bir teknik direktörse söz konusu, herhalde şansın yaver gitmesinden daha öte bir durum vardır.O yüzden bence ''bırak allaşkına'' sözünü bizim o beyefendiye söylememiz gerekiyor.