Cumartesi, Kasım 03, 2007
tiyatrocular
Haftasonu bir arkadaşımla balkonda sohbet ederken gözü saksıdaki süs biberlerine takılınca “Halit Akçatepe rakıyı bu biberlerle içiyor, biliyor musun?” dedi.
Nereden tanıdığını sordum.
Restoranları vasıtasıyla fuara gelen tiyatrocuları iyi tanıyan annesi, 12 Eylül döneminde sokağa çıkma yasağı olduğundan konuklarını üçer beşerli gruplar halinde evlerinde balkonlarında ağırlamaya başlamış. Arkadaşım da o zamanlar 12-13 yaşında bir çocuk olarak bu içki sofralarında bulunmuş.
Halit Akçatepe aynı zamanda tiyatrocular arasında en normal sıradan insan davranışı gösterenmiş, diğerleri için İngilizce bir tabir kullandı ‘Larger than life’(Hayattan daha büyük diye çevrilebilir) tiyatrocuların günlük hayatlarında da sahnedeymiş gibi abartılı ses tonları ve hareketlerle yaşaması tarzı şeylerde kullanılırmış.
Halit Akçatepe acı süs biberini çok sever, rakıya meze edermiş. Sofraya otururken yanına bir saksı biber alır hepsini bitirirmiş.
İçme konusunda en dayanıklı tiyatrocu ise Metin Akpınar’mış.Arkadaşım pek çok kez masadan hiç kalkmadan 48 saat içtiğine şahit olmuş.Masada Ahmet Priştina’nın da aralarında bulunduğu arkadaşları adeta nöbetleşe gidip yatarlar fakat Metin Akpınar hiç sarhoş olmadan şişelerce rakı (arada bir şişe viski içer, tekrar rakıya dönermiş) devirir, bu arada da sürekli yer, arkadaşıma “şuradan bir dana pirzolası daha atıver mangala” dermiş.
Nisa Serezli ingiliz leydisi havasında ama cıva gibi bir kadınmış, çok fırlama espirileri de olurmuş.
Tolga Aşkıner ise arkadaşımın en hoşlanmadığı tiyatrocuymuş. Güvenilmez üçkağıtçı bir insan izlenimi uyandırır, belden aşağı espiriler yaparmış.
Müşfik Kenter çok ağırbaşlıymış, çok kaliteli espiriler yapar hiç sulanmazmış.
Müşfik-Yıldız Kenter'in fotoğrafı bu siteden.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
Acaba eğitimleri gereği teatral olmaya alışıyorlar da, ondan mı hayattan daha ağır hale geliyorlar, dersiniz?
:)
Ben içki konusunda Müşfik Kenteri bilirim, ama tabii 48 saat içmek falan...Eh o göbek boşuna olmamış Akpınarda tabii.Bi de güzel şarkılar söylermiş.
Nisa Serezliye çok yetişemedim, ama bayılırım ben Ona.Metin Serezli, Amerikadan yeni gelen kolej mezunu, çıtır Nevra Serezliye aşık olunca, çok direnmiş garibim. Ama kaptırmış Nevraya.Metin Serezli döneminin en çapkınıymış. Sonra boşanınca, Nisa Dormen tiyatrosundan ayrılmış genç Tolga Aşkınerle ve kendi tiyatrosunu kurmuş. Zaten çok yaşamadı biliyorsunuz. Ama hakkını verelim, Tolga Aşkınerde ihanet etmedi anısına Nisa hanımın. Aaaa ben kaptırmış gidiyorum. Ama otobiyografik kitaplar okumanın faydaları işte.
Valla şimdi bahçeden süs biberi saksımı alıcam, bi kadehte rakı koyucam,, bakalım nasıl bişeymiş:(( Gerçekten merak ettim..
bir de tavsiye, belki okudunuz ama, Arif Keskinerin üç kitabını da bulursanız kaçırmayın okuyun derim.(yine mi çiçek, elbette çiçek,, çiçek gibi) Nam-ı diğer Çiçek Arif.. Sıraselvilerdeki ÇiçerBarın sahibi, eski film yapımcısı. Böyle ne anılar okuyacaksınız kitaplarında:))
egeden
Çiçek arif'in anılarını okudum egeden, o da pek fena içiyor.
Buna alkolizmin yanında parasüisidal davranış olarak bakmak lazım.
Yani bu insanlar bilinçaltında ölmek istiyorlar.
Supersiniz valla. Hem genel kultur, hem saglik, hem magazin. :)
Doktor Bey,
Şu bilinçaltında ölmek istemek konusunu biraz açabilir misiniz?
Yani uzun bir konu olduğunun farkındayım da, tanıdığım bazı insanları düşününce merak ettim
Belki bir-iki link verebilirsiniz?
halit akçatepe siteden komşumuzdur, balkonlarımız birbirine bakar...
gördüğüm en mütevazi insanlardan biridir, şimdilerde tıpatıp kendisine benzeyen 6-7 yaşındaki kızıyla keyifli ve sakin bir hayat sürmektedir..
madem magazine bulaştık, benim de bi katkım olsun dedim..:)
Konuyla doğrudan ilgili değil ama benim de Halit Akçatepe'nin adını her duyduğumda aklıma SKKD'nin şu yazısı geliyor:
http://skkdmag.blogspot.com/2006/06/gzlerini-toprak-doyuracak.html
Parasüisidal davranışlar kimi zaman insanın tehlikeli sporlar yapmasına, kimi zaman kavga çıkarmasına,bela aramasına, ya da yukarıdaki örnekte olduğu gibi büyük miktarlarda içmesine neden oluyor.
Ne yazık ki verebileceğim bir link yok, ama ararsanız bulursunuz elbette.
Halit Akçatepe babamın arkadaşıdır. Uzun zamandır görüşemesem de çocukluğumdan hatırladığım kadarı ile inanılmaz tatlı bir insandı. Ve de sofra sohbetleri güzel olurdu.
Bu arada Nisa hanım harikulade bir kadındı, eşi Tolga bey de çok sevilirdi, küçüktüm ben tabii onlar rahmetli olduğunda, o sebeple benim yanında belden aşağı espri falan duymadım doğrusu.
Google da parasüisidal davranış aratinca cikan tek sonuc bu yaziydi.
Digerlerini bilemem ama bence bir saksi sus biberini rakinin yaninda meze yapmaya parasüisidal davranış olarak bakmamak lazim. Acinin verdigi adrenalin hissine olan bir bagimlilik bu. Bunu sadece bu esige ulasmis olanlar bilir sanirim. Ben bir degil 2-3-4 saksi biberi bu sekilde bir oturusta rakiyla yada yemekle bitirebilirim.
Yorum Gönder