Bugün akşamüstü çok yorgun olmama karşın, benim hastam olmayan oldukça yaşlı bir amcanın ricasını kıramayarak eşine ait ilaçları yazarken kendisine nereli olduğunu sordum. Urfa’lıymış, 1967 de Manisa’ya göçmüş. Neden memleketini bıraktığını sordum. “Bucak’larla takıştım, kaçmak zorunda kaldım, yoksa başıma bir iş gelecekti” dedi. “Neden husumet oldu aranızda?” diye sordum.O zaman Siverek’te Ziraat Bankasında çalışan amca, zırai kredilerden sorumluymuş. Göreve başlayınca bakmış ki Bucak’lar her gün bir kamyon köylü getirip imza attırıp borçlandırıyorlar. “Köylüye senin bir şahitliğin lazım deyip imza attırıyorlar, ama kredi köylünün üzerine, haberi yok! Bana geliyor, üç kamyon gübre istiyor. Tamam gidelim bana tarlanı göster , gerekli miktarı belirleyelim, tarlanı ipotek edelim vereyim diyorum. Adam ‘Ooo böyle iş mi olur’ deyip çekip gidiyor. O güne kadar kimse itiraz etmemiş, aman benim üzerime kalmasın da ne olursa olsun demişler. Hatta müdür bana çok bastırdı, sen mi kurtaracaksın, bırak görme dedi, ben dinlemedim. Köylülere ‘Bak bu kredi, bak imza attığın yerde ‘borçlu’ yazıyor. Yani sen borçlusun, parayı aldın mı?’ diye sormaya başlayınca orada suyum ısındı, kaçmak zorunda kaldım” dedi. "Kredileri kim geri ödüyordu?" diye sordum. "Ödenmiyordu ki" dedi
Önce İzmir’e tayin istenmiş, olmayınca haritadan bakıp en yakın il olan Manisa’ya tayin olmuş. “Çok da iyi oldu. Hem küçük şehir yaşaması, yeme içmesi ucuz, hem İzmir’e yakın. O zaman İzmir’e otobüs 25 kuruştu, hafta sonları gelir, bütün gün gezer dönerdik” dedi. İlaçlarını yazdıktan sonra giderken teşekkür etti, ve sağlığım için çok dua etti.
“Duamı laf olsun diye değil, içten ediyorum. Hem bakma bu düşkün halime, ben seyyidim” dedi. “Seyyid nedir amca?” dedim. “Resulullahın soyundan gelen demektir” dedi. “Nereden biliyorsunuz?” diye sordum “E kaydı var ya. Şimdi bende değil ama yüzyıllardır soyağacımız bir deftere yazılıyor. Gerçi sadece erkekler yazılıyor, ama tüm erkeklerin adı vardır” dedi.
bora bey, ne tesadüf, inanamazsınız!... akşam bora'nın annesi ve babası bizdeydi ve söz dönüp dolaşıp eski reklamlara gelmişti. babası dedi ki, siz hatırlamazsınız, ziraat bankasının çok güzel bir afişi vardı, bir köylü uzanmış cigarasını tüttürüyor keyifle...
bu sabah sitenizi açınca ne göreyim, onun bahsettiği afiş:) bora'ya gönderdim sizin siteden kopyalayıp, çıkıp alıp babasına sürprüz yapsın diye. teşekkür ederim:)
bir seyyidin hayır duasını aldınız, artık sırtınız yere gelmez. hayır duası almak çok güzel bir şey.
Güzel bir rastlantı olmuş Endişeliperi. Aslında bu afişi daha önce şu yazımda kullanmıştım. Yazının sonunda İhap Hulusi'nin diğer afişlerine bir bağlantı da var.
bu seyyid'lerin kayıt defterini gören var mı bilmiyorum ama..eşim de bu soydan geldiği için bizde oğlanın ilk adını seyyid koyduk..ilk adını her ne kadar kullanmasakda ve ileride hep çift isimler(bizimkinin üç adı var) sorun olsada..umarım inançları ve isimleri gibi bir yaşamları olur..
Hayat sanki bir deniz, biz de suyun üzerinde ilerliyoruz. İlk zamanlarda, çocuklukta falan, deniz çok dalgalı, sen ise sanki ufak bir salın üzerinde çırpınıyor, bir an önce hızlı hızlı gitmek istiyor, ancak pek fazla yol alamıyorsun.
Zaman geçtikçe teknen büyüyor, kalitesi ve hızı artıyor, ancak senin hızlı gitme isteğin git gide azalıyor.Yavaş yavaş tadını çıkararak gitmek, etrafı seyretmek istiyorsun. Ancak çocuklukta hızlı gitmek ne kadar zorsa, yaşlandıkça yavaşlamak da o denli zorlaşıyor. Bütün motorlarını istop etsen bile artık kocaman bir gemi olmuş olan aracın çarşaf gibi denizin üzerinde hızla ve sessizce kayıyor. Sen ise güverteden geminin pruvasının yardığı suların iki yana doğru açılarak uzaklaşmasını ve ufukta beliren karşı kıyının hızla yaklaşmasını hüzünle izliyorsun.
6 yorum:
vay be
büyük şeref!
bora bey, ne tesadüf, inanamazsınız!... akşam bora'nın annesi ve babası bizdeydi ve söz dönüp dolaşıp eski reklamlara gelmişti. babası dedi ki, siz hatırlamazsınız, ziraat bankasının çok güzel bir afişi vardı, bir köylü uzanmış cigarasını tüttürüyor keyifle...
bu sabah sitenizi açınca ne göreyim, onun bahsettiği afiş:) bora'ya gönderdim sizin siteden kopyalayıp, çıkıp alıp babasına sürprüz yapsın diye. teşekkür ederim:)
bir seyyidin hayır duasını aldınız, artık sırtınız yere gelmez. hayır duası almak çok güzel bir şey.
sevgiler.
Her seferinde değişik bir hikaye.
Helal olsun size.
Bloğunuz favorim oldu.
sağlıcakla kalın.
Güzel bir rastlantı olmuş Endişeliperi.
Aslında bu afişi daha önce şu yazımda kullanmıştım.
Yazının sonunda İhap Hulusi'nin diğer afişlerine bir bağlantı da var.
Sayin Doctor Bey
Seyyid soyundan gelmiyorum ama bende size hayir dualarimi gonderiyorum. Lutfen kabul edin.
Yazilar icin tesekkurler ilgiyle okuyorum.
bu seyyid'lerin kayıt defterini gören var mı bilmiyorum ama..eşim de bu soydan geldiği için bizde oğlanın ilk adını seyyid koyduk..ilk adını her ne kadar kullanmasakda ve ileride hep çift isimler(bizimkinin üç adı var) sorun olsada..umarım inançları ve isimleri gibi bir yaşamları olur..
Yorum Gönder