Perşembe, Ağustos 17, 2006

Bugün 60 yaşlarında bir hanım ilaçlarını yazdırmaya geldi. Görünümünden ve aksanından göçmen olduğunu tahmin edip nereli olduğunu sordum. Aydın’ın Koçarlı ilçesine bağlı Yeniköy’denmiş. Aslen Arnavut göçmeniymişler ama çok eski yıllarda ataları zulümden kaçarak gelmişler. Tam ne zaman geldiklerini bilmemekle birlikte babası Türkiye’de doğmuş. Önce Afyon Sandıklı’ya yerleşmişler, sonra Aydın’a. Köylerinde 10 yıl öncesine kadar Arnavutluk göçmeni olmayan hiç kimse yokmuş. Dışardan kız alıp vermezlermiş. Kendisi Türkçeyi 55 yaşında sökmüş, çarşıda kahvede sadece Arnavutça konuşulurmuş. Kızı da 'Ben de Türkçeyi ilkokulda öğrendim' diye doğruladı.
Son yıllarda 20 kadar yerli gelin almışlar. Normalde kendi köylerinde evi olmayana kız verilmezken, köylerine pamuk toplamaya gelen dağ köylülerinden iç güveysi olarak gelin almaya başlamışlar. Kendi gelinleri çok zekiymiş, 7 ayda Arnavutçayı sökmüş, şimdi doğma büyüme Arnavut gibi konuşuyormuş.
Arnavutların gerçeten pırasayı sevip sevmediklerini sordum:
Çok severlermiş, ama yemeğini değil böreğini yaparlarmış. Pırasayı ince ince kıyıp önce sütle kaynatarak öldürür, sonra saf ve bol kaymakla karıştırıp milföy hamuru gibi kat kat açtıkları yufkaya döşerlermiş.
Köylerindeki doktor bu böreği yiyince artık bir sene başka bir şey yememem gerek demiş, ama yaptırıp doğudaki ailesine götürüyormuş.

2 yorum:

gaia dedi ki...

börek gerçekten çok lezzetli olmalı, canım çekti :)

Adsız dedi ki...

merhaba,

bende yugoslavya göçmeniyim, pırasayıda severim :)

bizde pırasadan mısır böreği yapılır, süper güzel olur...açmalı katlamalı bişi diildir...

birde bizde akraba ile evlilik asla yoktur! çok şaşırdım teyzenin söylediklerine ...

mrl