Pazartesi, Eylül 18, 2006






Haftasonu ortaokul çağlarında marangoz atölyesinde çıraklık ettiğim Turan Amcayı ziyaret ettik. Kendisi (92 yaşında) artık eskisi kadar düzenli çalışmasa da hala aktif; atölyesinde baston yapıyor, bahçeyle uğraşıyor. Bana İzmir’in işgalini ve kurtuluşunu anlattı:
İzmir yunanlılar tarafından işgal edildiğinde 5 yaşında, Güzelyalı’daki evlerindeymiş. O zamanlar Alsancak’ta
rumlar , Basmane-İkiçeşmelik hattından Güzelyalı’ya kadar olan bölgede genelde türkler, Güzelyalı 55. sokaktan, camiden itibaren yine rumlar otururmuş.
İşgali haber alan türkler evlerine kapanmışlar, panjurların aralıklarından sokağı izliyorlarmış. Turan Amca da sokaklarına beş efzon erinin girdiğini görmüş. Üzerlerinde cepken, kısa etek, ayaklarında topuğunda ve burnunda ponpon olan ayakkabılar, ellerinde süngülü tüfekler varmış. Kapıları çalarak evlerde arama yapmışlar. Sıra evlerine geldiğinde dedesi Girit göçmeni olduğundan Rumca konuşarak askerleri evde silah olmadığına ikna etmiş, yine de babasını alıp götürmüşler, üç gün sonra serbest bırakmışlar.
Askerler türklere aşağı sınıf gibi davranırlar, az bildikleri Türkçe ile küfrederlermiş. Turan Amca askerlerden o yaşında bile çok nefret edermiş. Bunda, koşmaca oynarken etrafında döndükleri bir yunan askerinin onu yakalayıp dövmesi de etkili olmuş. Yunan askerleri bütün şehre yayılmışlar, Faikbey’de ve Balçova girişinde (kahvelerin olduğu yerde; o zamanlar bağlık bahçelik bir köymüş Balçova) karargahları varmış. İlk günden sonra, eteği çıkartıp normal asker kıyafeti ile dolaşmışlar.



Ordunun İzmir’e girişini görüp görmediğini sordum. Ordu Güzelyalı’ya girmemiş, ama daha sonra evlerinin yakınında temsili İzmir’in kurtuluşu, yandan çevrilen kollu makine ile filme çekilmiş. Esirler süvarilerimizin önünden kaçıyormuş gibi yapmışlar, sonradan bu filmi hiç görememiş. Atatürk de kurtuluştan sonra Güzelyalı’ya gelmiş. Eşiyle birlikte halkın arasından yürüyerek geçmiş, sürekli el sallıyormuş.
Rumlar Türk Ordusu’nun geldiğini haber alınca iki üç gün önce evlerini kapıları açık terk edip kaçmışlar. Turan Amcalar gavurlar bunları yiyor diye kızdıklarından bir sopanın ucuna bağladıkları çakıyla rumların besili domuzlarını dürter zıplatırlarmış. Daha önceden de mahallede türklerle rumlar arasında taş savaşları olur, Turan Amca gibi ufaklar taş taşırmış. Ermeni bir komşuları varmış, rumlar geldiğinde hiç sevinmemiş, bizim ordu gelince de kaçmamış.


Binlerce yunan askeri esir alınmış. Her duvar dibinde perişan askerler varmış. Askerlere karavana verilir, boş boş yatmalarına izin verilmez, işçilik yaptırılırmış. Şimdi Poligon’dan denize inen yarmayı yunan askerlerine açtırmışlar. Tepeyi kazan askerleri Turan Amcalar hep seyretmişler. Yarma da o zamandan beri hiç değişmemiş, azcık genişletilmiş.
(Fotoğraflar bu yılki 9 Eylül İzmir'in kurtuluşu kutlamalarından: İzmir Körfezi üzerinde Türk yıldızları, geçit töreni ve törenin başlamasını Kordon'daki La Sera'da bekleyen temsili kuvvayı milliye askerleri)

1 yorum:

inci dedi ki...

Sayın Dr bey,Turhan beyin anılarında İzmirin Yunan işkalindeki anılarını, sade, güzel,yalın, Türkçenizle o kadar güzel anlatmışsınız ki sizi kutluyorum. Bende 1981 yılında kaybettiğim. İstiklal savaşında süvari olan,Babam Hasanali kömürcüoğlunu andım. İzmir hükümet konağının balkonundan gönlere Şanlı Türk Bayrağımızı çeken, bütün şehitlerimizin,gazilerimizin ruhları şad olsun. İnci