Perşembe, Temmuz 12, 2007

seyyar fotoğrafçılık


Bugün tırnak batması yakınmasıyla bir seyyar fotoğrafçı başvurdu. Yarasının pansumanını yaparken sohbet ettik:
Genelde restoranlarda ve düğünlerde çalışıyormuş. Dijital makineyle çekip hemen orada arabasına monte ettirdiği yazıcıda 13 x 18 ebadında basıyormuş. Arabada yazıcıyı kullanabilmek için aküden gelen doğru akımı 220 voltluk alternatif akıma çeviren bir alet de taktırmış. Daha büyük baskılar için sabit yazıcısını da o çevrede bir yerde bulunduruyormuş. Eskiden analog makineler zamanında fotoğrafı çektirdikten sonra hemen filmi kesip yakınlardaki bir stüdyoya gidip banyo ettirir, bastırırlarmış.
'Bir de sıra beklerdik, ne zorluklar çektik' dedi
13x 18 kartın maliyeti 80 kuruş kadarmış. Yerine göre 5, yerine göre 10 liraya satıyormuş.
Ancak çalıştığı restoranlara da yıllık ödeme yapıyormuş.


'Nasıl yani fotoğraf çekmek için restorana para mı ödüyorsunuz?' diye sordum.
'O mekana giren çekirdekçi bile sahibine bir şeyler vermek zorundadır, zira onlar da başkasına veriyorlar. Dışarıya kaldırıma üç masa atsa belediyeye 1000 lira veriyor’ dedi.
Ne kadar verildiğini sordum;
'Kimi küçük restoranlarda para olmaz da işlerini broşürlerini, menülerini, bir sanatçı gelecekse onun afişlerini yaparız. Büyük restoranların hele düğün yapanların tarifesi vardır. Mesela ben 5 sene önce düğün yapılan bahçeli bir restorana sezonluk 11000 lira ödedim, ama sezon dediğin 3 ay, en az 70 düğün olacak diye şart koyduk. Bu sene aynı yer 45 000 liraya kiralanmış’ dedi.

'Düğünlerde bir de kapıdan girer girmez herkesin fotoğrafını çekenler oluyor, o iş nasıl işliyor?' dedim. Düğünün sonunda sergi açılıyor, yine 13x 18 lik fotoğraflar 5 liradan satılıyormuş.
'Kalanları ne yapıyorsunuz?' dedim.
Atılıyormuş,
'Zaten bu işte fire o kadar önemli değildir, fotoğrafların üçte birini satsan zarar etmezsin. Bazen bir grubu çekersin, basıp getirirsin, birisi kolunu kaldırmış masadaki önemli birsinin yüzü kapanmıştır, hemen yırtar yenisini, çekerim’ dedi.
'Sergilerin sonunda satılmayanları 1-2 liradan satsalar daha iyi olmaz mı?' diye sordum.
Bazen yapılıyormuş, ama bu sefer herkes ucuzlayacak diye beklediğinden almıyormuş.
'Bedava bile versen yine fire olur' dedi.
Kordonda 1 liraya asker fotoğrafı çekenleri sordum.
'Onlarınkiyle benimki çok farklı, ben bir gün batımı ışığı yakalarım herkes fotoğrafları kapışır' dedi.

Tırnaklarını kavisli kestiği için bu acıyı çektiğini, özellikle ayak tırnaklarını bu iş için yapılmış düz uçlu bir tırnak makasıyla düz olarak keserse bir daha aynı rahatsızlığı yaşamayacağını anlattım.

İlk ve son fotoğraflar Yeni Rakı ve Fotoğrafevi'nin ortak yarışmasından.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

E yani, uygun bi rakam yapsalarda hepsini satsalar olmaz mı... Büyük otellerde 10-15 ytlden satıyorlar fotografları, yazık değil mi...
Bu arada, söylediğiniz stil tırnak kesiminde yatarken çorap giysinler, zira yanında yatanın bacakları çizik çizik oluyor. Tecrübeyle sabittir:))
egeden

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Valla doğru!
Tırnaklar düz kesildiğinde kesenin tırnakları batmıyor da, yanındakine hasar veriyor.:))

bitkisel dedi ki...

Neredeyse son iki yıldır okuduğum en iyi blog,dayanamadım sizi tebrik etmek istedim.
Sağlıcakla Kalın.

teyzenteyfik dedi ki...

Ayni isi arada bir yapiyorum. Gercekten de kazanci iyi oluyor ve sona kalanlari cöpe atmak hic dokunmuyor insana. Ama ben genelde sona kalanlari ya bedavadan dagitiyorum ya da cok cüzi fiyatlara satiyorum. Fakat bu mantikli degil, fotograflari esas fiyatlariyla almak yerine, "bekleyelim, nasil olsa birazdan cok ucuza satacaklar" diye düsünenler olacaktir, bu durumu tecrübe edenlerin arasinda.