Perşembe, Ağustos 16, 2007

sigara üretimi




Bugün yabancı bir sigara fabrikasında çalışan bir hasta ilaçlarını yazdırmak için başvurdu.
Yabancı sigaralarla yerli sigaraların neden farklı olduğunu sordum.
Yabancı sigaralarda harman sırasında kıyılmış tütüne pek çok madde katılıyormuş, ve esas bağımlılığı bunlar yapıyormuş.

"Neler katılıyor?" diye sordum.
"Aslında sadece tütün zararlı, hepsi sağlığa zararsız maddeler" dedi.










Meyan kökü, keçiboynuzu tozu, katı çikolata, kakao, vanilya aromaları sıvı hale getirilip harmanın üzerine püskürtülüyormuş.

Bunların ağız yoluyla alınırsa zararsız olduğunu, örneğin çikolatayı yakarak dumanını içine çekmenin zararsız olmadığını söyledim, hak verdi.
İşçilere istihkak verilip verilmediğini sordum. Geçen seneye kadar istedikleri markadan ayda ikişer karton alma haklar varmış ama içmeyenlerde epey stok biriktiğinden; satsan bir türlü, dağıtsan bir türlü olduğundan sorun olmaya başlamış, kalıdrılmış. Kendisi hiç içmediğinden kayınbiraderine veriyor, O da ağır içici olduğundan iki kartonu hemen haklıyormuş.




Özellikle yabancı sigaralarda ne kutuda, ne içinde en ufak bir hata olmaması dikkatimi çekiyor, bu kalite düzeyini nasıl sağladıklarını çok merak ediyordum.

Makinelerin teknolojik açıdan çok kaliteli ve pahalı olması sonucu oluyormuş.

Bir makine seti 5 milyon Euro imiş. Çalıştığı fabrikada toplam 24 adet varmış.

Her sigara tek tek tartılır, 0.85 gramdan %10 eksik fazla olan atılırmış.
"Bizim ikinci kalitemiz yoktur. Mesela Vestel'in hatalı ürünleri spotta satılıyor. Köşesi kırıktır, ufak tefek hatası vardır, ucuza satılır ama üzerinde Vestel yazar. Biz çok büyük miktarlarda hatalı amabalajı, filtreyi, imha ettik zamanında” dedi.

Sigara reklamları 1930-1950 yılarından



6 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Şu sigara reklamlarındaki üzerlerinden mutluluk ve sağlık fışkıran insan imajlarına baktıkça, bu alışkanlığın nasıl olup bu kadar çok insanı esir aldığı daha iyi anlaşılıyor.Yazık.
Şimdi ise, açıkhavada bile sigara yasağı getirecekler, nerdeyse!

Adsız dedi ki...

Allahım
vallahi ben zevkten içiyorum. Günde 1 en fazla 5.
e o da olsun artık.
Gerçi mentollü içiyorum, daha zararlıymış. Tez zamanda kurtulurum inşallah. Reklam falan bahane yani. Ben gazetede reklamını görüp, özenip, hadi gidip bi deniyim demedim hiç. Demekki reklam falan yalan. İçiliyo işte. İçmesek iyi de, ne yapalım......
egeden

Adsız dedi ki...

bir sorum olacak sizlere saçma oldugunu biliyorum ancak bilim belkide bir bunada bir çözüm bulur; zararsız sigara yapmak mümkünmüdür? yada sizce sigaranın zararlarını minimize edecek en etkin yöntem (filtrasyon türevlerinden) hangisidir, mesela nargile gibi sudan geçirerek kullanmak bir çözümmüdür yoksa sadece kendimizimi avutmuş oluruz? piyasada bulunan ek filtrelerden hangisi sigaranın zararlarını en düşük hale getirir bilginiz,fikriniz varmı acaba?

ssbb dedi ki...

Yanan tütünün dumanının ciğerlere çekilmesi her şekliyle zararlıdır.

Adsız dedi ki...

Hayatımın 15 yılını günde en az 2 paket sigara içmiş biri olarak geçirdim ve neyseki 15 yıl sonra ne kadar hatalı oldugumu anladım ve bıraktım.Şimdi bütün kalbimle şunu söylüyorum ben kendime yapabileceğim en büyük kötülüğü yapmış biriyim ama lütfen kimse kendisine bu kötülüğü yapmasın.

tolga zorbey dedi ki...

blogu ve yorumları okudum ve bu konuda eğitim almış bir tütün teknolojisi mühendisi olarak şunu söylemek istiyorum. filtrasyon ile tütün mamullerinin zararlarından kurtulmak mümkün değil. o tütün yandığı zaman ortaya çıkan duman olduğu sürece sigara zararlı olacaktır. eczane market vs satılan filtreler ise sadece katranı değil nikotini de süzer. dolayısıyla fizyolojik bağımlılığı gidermek için daha fazla sigara içilmesine sebep olur. aynı durum düşük nikotin içeren sigara tüketilmesi durumunda da gerçekleşmektedir. illa sigara tüketilecekse nikotin oranı yüksek sigara tüketerek en azından içinde bulunan diğer zehirlerin daha az alınması sağlanabilir.

bunun haricinde piyasadaki hemen tüm firmalar tütünün geleneksel yakılarak dumanının ciğerlere çekilmesi esasına dayalı "sigara" haricinde riski (zararı) azaltılmış tütün ürünleri üretimine geçtiler. bunun mucidi firma IQOS isimli ürünü birkaç yıl önce piyasaya sürdü. arkasından diğer firmalar da aynı mantıkla çalışan ürünlerini tanıttılar. ürün içine yerleştirilen bir minyatür sigaranın içindeki tütünü yakmak yerine, sıcak metallerle ısıtarak nikotin buharlaştırmak esasına dayanıyor. bir nevi elektronik sigara. fakat o bildiğimiz içinde sıvı nikotin ekstraktı bulunan ürünlerden değil. bir anlamda bildiğimiz sigara ile elektronik sigaranın melezlenmesi gibi bir ürün. tüketicinin dudaklarına yine gerçek sigara değiyor. ama ciğerlerine ne e-sigaradaki gibi soğuk buhar ne de sigaradaki gibi katranlı duman gidiyor. bunun yerine nikotin buharı gidiyor.

tabi burada şunu unutmamak lazım. 1960-70 li yıllara kadar sigaraların zararı bilinmiyordu. sonrasında reklamlarında daha sağlıklı olduğu iddiası ile yenilikler paylaşıyorlardı. bu ürüne de aynı derecede temkinli yaklaşmak lazım. fareler üzerinde yapılan deneyler nereye kadar anlamlıdır? farelerin yaşam döngüsü kısa olduğu için kısa sürede sonuç alınabiliyor. ama insanların yaşam döngüsü nispeten uzun. dolayısıyla henüz cep telefonlarının insan sağlığı üzerindeki etkilerini dahi anlamlandırabilmiş değiliz. bunların zararlarını veya bir başka ifadeyle kendi iddialarına göre riskin azaltılıp azaltılmadığını da en az 50-60 yıl sonra anlayabileceğiz.