Duygulandım Bora bu sözleri okuyunca. Her sene 23 Nisan'da çocukları seyrediyorum, hele o ayrılırken ağlamaları yok mu birbirlerine sarılarak! Çocuk olmak varmış...
Is yerinden bir arkadasta benzer bir misarfir agirlama yapmislar. Once Polonyali bir konuk bekliyorlarmis ama bazi aileler Afgan cocuklari istemekdikleri icin Polonyali konuk yerine Afgan bir cocuk gelmis ama sonucta cok memnun kalmislar ve ayrilmak zor olmus. Cocuk; milliyeti ne olursa olsun cocuk oldugu icin Afganlari kabul etmeyen aileleri kinadim.
23 nisan'da benim görev yaptığım okula da Bulgaristan ARDİNO kasaba okulundan 11 öğrenci geldi.Biz de anlatılan şekilde karşıladık,misafir edip,uğurladık ancak ayrılk o denli zor değildi.
cocukluguma gittim:)gercekten 10 gunde nasıl alısıyor insan, sasıyorum... hala hatırlıyorum odama kapanıp agladıgımı sırayla 1 macar, 1 avusturyalı misafir etmistik macaristan henüz dogu blokundaydı, hic bir seyleri yoktu resmen, ama cok mutlu cocuklardı...annem, kot pantalon, cesit cesit tshirt kazak, ailesine hediyelerle doldurmustu giderken kızımızın valizini kardesime gelen de erkek ogrenciydi, avusturyalı, ona da asık olmustum, macar gruptaki baska bir erkek cocuga da, her gordugume asık olup, hic belli etmez, sonra da gidince gizli gizli aglardim, annem farkeder miydi bilmem:) oyle salak bi kızdım ben:)))
Hayat sanki bir deniz, biz de suyun üzerinde ilerliyoruz. İlk zamanlarda, çocuklukta falan, deniz çok dalgalı, sen ise sanki ufak bir salın üzerinde çırpınıyor, bir an önce hızlı hızlı gitmek istiyor, ancak pek fazla yol alamıyorsun.
Zaman geçtikçe teknen büyüyor, kalitesi ve hızı artıyor, ancak senin hızlı gitme isteğin git gide azalıyor.Yavaş yavaş tadını çıkararak gitmek, etrafı seyretmek istiyorsun. Ancak çocuklukta hızlı gitmek ne kadar zorsa, yaşlandıkça yavaşlamak da o denli zorlaşıyor. Bütün motorlarını istop etsen bile artık kocaman bir gemi olmuş olan aracın çarşaf gibi denizin üzerinde hızla ve sessizce kayıyor. Sen ise güverteden geminin pruvasının yardığı suların iki yana doğru açılarak uzaklaşmasını ve ufukta beliren karşı kıyının hızla yaklaşmasını hüzünle izliyorsun.
6 yorum:
Duygulandım Bora bu sözleri okuyunca. Her sene 23 Nisan'da çocukları seyrediyorum, hele o ayrılırken ağlamaları yok mu birbirlerine sarılarak! Çocuk olmak varmış...
Is yerinden bir arkadasta benzer bir misarfir agirlama yapmislar. Once Polonyali bir konuk bekliyorlarmis ama bazi aileler Afgan cocuklari istemekdikleri icin Polonyali konuk yerine Afgan bir cocuk gelmis ama sonucta cok memnun kalmislar ve ayrilmak zor olmus. Cocuk; milliyeti ne olursa olsun cocuk oldugu icin Afganlari kabul etmeyen aileleri kinadim.
Caglar
http://caglar.ca
23
nisan'da benim görev yaptığım okula da Bulgaristan ARDİNO kasaba okulundan 11 öğrenci geldi.Biz de anlatılan şekilde karşıladık,misafir edip,uğurladık ancak ayrılk o denli zor değildi.
cocukluguma gittim:)gercekten 10 gunde nasıl alısıyor insan, sasıyorum... hala hatırlıyorum odama kapanıp agladıgımı
sırayla 1 macar, 1 avusturyalı misafir etmistik
macaristan henüz dogu blokundaydı, hic bir seyleri yoktu resmen, ama cok mutlu cocuklardı...annem, kot pantalon, cesit cesit tshirt kazak, ailesine hediyelerle doldurmustu giderken kızımızın valizini
kardesime gelen de erkek ogrenciydi, avusturyalı, ona da asık olmustum, macar gruptaki baska bir erkek cocuga da, her gordugume asık olup, hic belli etmez, sonra da gidince gizli gizli aglardim, annem farkeder miydi bilmem:) oyle salak bi kızdım ben:)))
Ben de çocuk olmak, orada burada misafir olmak istiyorum :(
bu kadar güzel bir blog olamaz hakikaten tebrik ediyorum ...
Yorum Gönder