Çarşamba, Mart 25, 2009

hosteslik





Bugün kan grubuna baktırmak için başvuran bir genç kız
“İşe gireceğim de” dedi
“İşe girecekseniz sağlık raporu da almanız gerekir” dedim
Sağlık raporunu İstanbul'dan aldık. Bir havayolu şirketine kabin görevlisi olarak giriyorum da, epey ayrıntılı bir sağlık taramasından geçtik, sapasağlam çıktım, çok sevindim” dedi
“Nasıl buldunuz bu işi” diye sordum
“İnternette ilan gördüm, başvurdum. Uzun görüşmeler ve testlerden sonra herkese zarflar verdiler. Benimkinde ‘Tebrik ederiz, kabin memuru oldunuz’ yazıyordu” dedi



“Can yeleği şişirme eğitimi de verdiler mi” dedim gülerek
“Evet, tam bir gün o sunumu çalıştık. Bana da komik gelirdi ama işin aslını öğrenince önemli bir iş olduğunu anlıyorsun. Mesela bir kaza anında ortalık duman olunca çıkışı yerdeki ışıkları takip ederek bulacağını anlatıyoruz. Ciddiye alınması için gülmeden anlatmamızın önemli olduğunu öğrendik” dedi
“Ücret nasıl?” dedim



“1000 lira veriyorlar, ama harcırahlar ve kabin içi satışlarla 2500’ü bulacağını sanıyorum” dedi
“Kabin içi satışlardan prim mi alınıyormuş?” dedim
“Evet satışın %40’ını uçağın personeline bırakıyorlar” dedi




Eski hostes fotoğrafları bu siteden. Son fotoğraf Onur Air'ın hac uçakları için özel tasarlanmış hostes kıyafetleri.

15 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazdıklarınızı ilgiyle takip ediyorum. Paylaştıklarınız çok ilgi çekici benim için. Sevgilerimle...

erdemkursat dedi ki...

vaay başörtülü hostes ha, memleket elden gidiyor, asker uyuyor, en sonunda irana benzetecekler memleketi, Atatürk görse yıkardı ortalığı (benzeri mesajları yazacak arkadaşlar için yazdım)

Adsız dedi ki...

Ne güzel maaş hostes mi olsak :) ne yapsak

La Santa Roja dedi ki...

Kabin içi satışlardan %40 pay ne demek yahu? Kar oranı kaçta kaç ki bunlarda? İnsanlar da ucuz diye alıyor :)

Unknown dedi ki...

Merhaba bir tavsiye üzerine geldim blogunuza ne de iyi etmişim :)

kamøløsø dedi ki...

inanın bana şurdaki yazıları bir kitap olarak bastıracak olsanız çok iyi bir başarı yakalayacağı kolayca söylenilebilir!!!
Okuduğum birçok kitaptan daha çok zevk alıyorum bloğunuzu okurken. emeğinize, ellerinie sağlık! valla ben bir yayıncı olsam bırakmazdım peşinizi! :)

gelelim hosteslik işine... :)
ücretlerden pek fazla anlamam ama 2500 tl yaptığı işle kıyaslandığında çok çok iyi bir ücret değil sanırım. ama kabin memurluğundan daha yukarılara yükselmesi mümkünse o güzel işte. bir de eğer gezmeyi seven biriyse, uçak biletlerine para vermeyecek olması çok büyük bir avantajı...bunu da unutmamak gerekir diye düşünüyorum.
sevgilerimle...

salih kalınbacak dedi ki...

bir suyu 2 ytl ye sattıkları için kar oranları tahminimce %400 den daha fazla.Yani %40 havayolu şirketinin canını acıtmaz.

Adsız dedi ki...

Bir süredir takip ediyorum.Sunum ve araştırmacılık üst düzeyde.
Tebrik ediyorum.

A. Murat Eren dedi ki...

Onur Air'in yaptığı şey sadece paramızla var olduğumuza, yaşadığımız bu sentetik hayata çok güzel bir gönderme olmuş. Acı acı güldüm açıkçası.

Kenya'ya yaptıkları uçuşlarda da hosteslerin yüzünü siyaha boyasınlar bari.

Çünkü hostesler aslında insan değil, müşteri memnuniyeti için değer yargıları ve inançları kolayca eğilip bükülebilir hizmetkârlar. Mesela bunlara zorla baş örtüsü taktırıyorlar, ama Almanya uçuşunda da zorla açtırırlar o başları. İnsanın para uğruna yapmayacağı kepazelik kalmamış olsa gerek.

Hastanıza sabırlar, başarılar.

H. İbrahim Andiç dedi ki...

merhaba,

bu müthiş blogun sanırım en büyük sorunu arka tema ile yazı renginin bazen sorun çıkarması. çogu zaman yazılanlar görünmüyo. görünmesi için, orda yazılı oldugunu tahmin edilen yeri mouse ile tutmanız (sol tuşa basılı tutmak vsvs..) gerekiyor. Tema rengi değiştirilirse daha güzel olabilir.
İyi çalışmalar.
Yeni yazılarınızı bekliyorum.

ipodservis.com dedi ki...

http://vliegendenederlander.blogspot.com/2009/03/hastalardan-ogrendiklerim.html


Joe Ateşdağlının bu postunu okuyup linke tiklar tiklamaz kitap okuma alışkanlığını yıllar önce bilgisayar ortaminda kaybetmiş bir birey olarak tekrar o heyecanı yaşayarak ,sonunu merak ederek gecelerce hızlı hızlı , uykuya dalana kadar kitap okudugum zamanları geri getiren ;
yazarı dizi filmlerden cikmiş gibi bir aile hekimi olan bu bloga
( belki de hiç rastlamadiğim icin aile hekimliğini sadece amerikada var olan bir dal sanıyordum .Son zamanlarda takip ettiğim Private Practice adlı dizi boyle bir kurum da gecer ) bayıldım .

Ardından arşivin 2005 yılında oluşmaya başladığını görünce an itibari ile 424 (dörtyüzyirmidört) Post ve en az 2000 (ikibin) yorum u okumuş bulunuyorum . En son lisede Oğuz Atay Tutunamayanlar Romanını Edebiyat
öğretmenimiz bölüm bölüm okuyup her hafta derste o bölüm hakkında konuşmamız gereken bir ödev süreci hazirlamasına karşın ikinci haftanın sonunda bitirmiştim .
Doktor Bora beyin birde seyehatlerini anlattiği bir sitesinden bahsediliyor sanırım bir sonraki kitabım sey blogum o olacak .

Blog yazarı disinda bir başka dikkat çekici hususta tabiki müdavimleri ve katkıları . bir çirpida sayabilecegim aklımda kalanlar elbetteki egeden ,Pratik Anne ,endiseliperi ,lotus,Aslı,Yasemin,ONALTIKIRKALTI,Elif,bayancommensense.

3 günde Tüketmiş gibi görünsemde bence sadece bu blogu gec bulmuş bir okur olarak aradaki farkı kapattım ve artık bende yazılarınızı merakla bekleyen hergün 2-3 defa yeni yazi yada yorm varmı diye kontrole gelen müdavimlerinizden olacağım. Teşekkürler

muarifer dedi ki...

Merhaba,

Sayfanızı Türkiye'de ki en iyi blog sayfalarından biri olarak görüyorum ve her yazınızı ilgiyle takip ediyorum.

Ellerinize sağlık, iyi çalışmalar.

Hatchipu dedi ki...

hosteslere basörtü takiyorlarmis demek.

pilotlarda cübbe giyiyormudur acaba piot kabinlerinde ?

ne günler..ne günler.. hey ya..

cesetizleri dedi ki...

bir dizide görmüştüm çok zor kabin görevlisi olmak.
bir dünya sınavdan geçiyorlar aşama aşama.
riskli bir iş olduğu için çok önem veriyorlar.

ayşen dedi ki...

gerçekten kitap haline getirilebilir yazdıklarınız. birkaç gündür laptopu elimden bırakamıyorum, eski yazılarınızı okuduğum için. kitap gibi sürükleyici ve kesinlikle alışkanlık yapıyor.
aslında blog yazarlarının yazdıklarını kitaplaştıran yayınevleri de var. okyanus yayınları(cem mumcu) böyle bir seriye başladı. kitaptan para kazanıp yeni gezilerinize kaynak yaratabilirsiniz :)
sevgiler.