Cumartesi, Eylül 07, 2019

Kayıp


 

Geçenlerde doğru görünenin her zaman doğru olmadığını çok acı bir şekilde öğrendim:
Hali vakti yerinde, kilolu, neşeli, yaşlıca bir hanım bundan bir süre önce ilk kez muayene olmak için başvurdu.
Şimdiye kadar hep özel hastanelerde ve meşhur doktorlara muayene olmuş olmasına karşın yaptığım muayene ve tahliller neticesinde kontrolsüz şeker hastalığı ve farkında olmadığı koroner kalp hastalığı teşhis ettim. Kendisine perhizin önemini anlattım, şeker ve koroner hastalığı için gerekli ilaçları verdim.
‘Neden beni bugüne kadar tedavi eden doktorum kalp hastalığım için tedavi vermedi?’ diye sordu,
‘Her yiğidin bir yoğurt yiyişi olduğunu, o meslektaşımın da mutlaka bir bildiği olduğunu ancak benim bilgilerime göre durumunun bu tedaviyi gerektirdiğini' söyledim.
Bu arada epeyce sohbet ettik, çocukluğu ile ilgili çok güzel hikayeler anlattı.
Bir hafta sonra şeker hastalığı kontrol altına alınınca anjiografi için Kardiyoloji'ye yönlendirdim. Oradan acil anjiografi istenince tekrar bana geldi, fikrimi aldı.



'Korkmamasını, muhtemelen bu incelemenin sonunda by-pass önerilebileceğini, kardiyologlar ne önerirse uymasını' söyledim.
Ertesi hafta ilaçlarını yazdırmaya gelen kızı hastanın iki gün sonra by-pass olacağını ve çok korktuğunu söyleyince hiç adetim olmamasına karşın evinden arayıp telefona istedim, moral verdim, ameliyattan sonra gençleşmiş olarak kendisini kontrole beklediğimi söyledim. Çok sevindi, rahatladı.
Bu arada meslektaşlarımla sohbet ederken böylesine ihmal edilmiş bir hastaya nasıl güzel tanı koyup, tedavi ettiğimi anlatıp hava attım.

Dün gözleri ağlamaktan şişmiş bir halde gelen kızı hastamın ameliyat masasından kalkamadığını söyleyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü.



Başsağlığı diledim, pek bir şey de söyleyemedim.
Sırada bekleyen hastalara konsantre olabilmek ve hata yapmamak için konuyu kafamdan uzaklaştırmaya çalıştım ama çok zorlandım.
Poliklinik bittikten sonra sıkıntı içime çöreklendi ve bir daha da çıkmadı. 
Kayıtlarımı incelediğimde hastayla ilk tanıştığımız günden tam bir ay sonra vefat ettiğini gördüm.
Uyguladığımız tedavi teorik olarak doğru olduğu halde, hastanın bana muayeneye gelmemiş olsa büyük olasılıkla bugün hayatta olacak olması, onu bu kadar korktuğu ameliyata yönlendirmiş olmam beni çok, ama çok üzdü.
Hastamın sesi, yüzü, konuştuklarımız aklımdan çıkmadı.