Perşembe, Ağustos 23, 2007

düşkünlük

Bu akşamüstü tam çıkmak üzere hazırlanırken polikliniğin kapısında yaşlı, kol değnekli, gözlüklü; halinden tavrından eğitimli olduğu belli olan, ancak düşkün durumda bir bey belirdi.
Karnında ağrılı bir şişlik olduğunu, yeşil kartının bulunduğunu, ne yapması gerektiğini sordu. Kendi doktorunu bulması gerektiğini söyledim, ama gerek hastanın doktor arayacak durumu olmadığından , gerek herkes çıktığından, içeriye alıp derdini dinledim.
Öncelikle hiç yeşil kart sahibi hastalara benzemediğinden neden sigortasının olmadığını sordum. Aslında Bağ-kur’lu bir avukatmış. 7 sene önce iş seyahatinde trafik kazası geçirmiş. Karşıdan gelen araç mıcırlı zemine girince kayıp kullandığı araca çarpmış, uçuruma yuvarlamış. Arabadan 2 saatte çıkarabilmişler.
O zaman maddi durumu iyi olduğundan uzun süre özel hastanede tedavi görmüş, ameliyatlar olmuş, iki yıl hiç kalkmadan yattıktan sonra koltuk değnekleri ile yürüyebilir hale gelmiş. Bu sırada yeni evlendiği ikinci eşi de onu terk etmiş.
“Başka kimseniz yok mu?” diye sordum.
"Paran yoksa kimsen yok!" dedi. İlk eşinden bir kızı varmış.
“Yurt dışında iki fakülte okuttum, orada evlendi. Kaza olduğunda Türkiye’de benim hediye etttiğim yazlıkta tatildelerdi. Sadece bir kez telefon etti, ‘yanında bakacak kimse var mı?’ diye sordu, bir daha da hiç aramadı. Artık aramasını da istemiyorum, numaramı değiştirdim.” dedi.
Bağkur hasta yattığı yıllarda prim ödeyemediğinden 6 yıllık 16 milyar pirim borcu çıkarmış. Ertesi yıl bir daha gitmiş bu kez 24 000 lira olmuş. Aslında 27 yıl prim ödemiş ama Bağ-Kurdaki memurlar ‘senin işin Ankara’da , orada işe başlamışsın , oraya git’ diyorlarmış. “Ben nasıl gideyim Ankara’ya, dava açacağım” dedi.
Maaş alamadığına göre nasıl geçindiğini sordum.
Devlet bakıma muhtaçlara 100 lira aylık veriyormuş . Bir yeğeni de Allah razı olsun ayda 150 lira gönderiyormuş. İki oda bir gecekonduda oturuyor, kirayı oldukça 50-100 ödüyormuş. Elektriği varmış ama suyu kesikmiş. Mahallenin gençleri camiden bidonla su doldurup getiriyorlarmış. Muayeneye de komşuları arabayla getirmişler.
Muayene ettim; karnında bir muhtemelen bağırsağa ait bir kitle mevcuttu. Bunun bir tümör olabileceğini, kesin tanının ancak hastanede konulabileceğini anlattım. Hastaneye sevk ettim. Cep numaramı istedi, cep telefonu kullanmadığımı söyledim ve muayenehanenin numarasını verdim. Büyük yazmamı rica etti, gözleri iyi görmüyormuş. Ben de O’nun adresini ve cep telefonu numarasını aldım, ihtiyacı olduğunda evine gelip muayene edebileceğimi söyledim, eşantiyon ilaçlardan ağrı kesiciler verdim, ve ağrı kesici bir iğne yaptırdım.


17 yorum:

Adsız dedi ki...

Sabah sabah mahvoldum,işteyim ama öylece ağlıyorum bilgisayarımın karşısında!Başlık ayrı ağlattı,yazdıklarınız ayrı ,resim ayrı.Krize girdim,elimde değil durduramıyorum ağlamamı,herkes manasızca bana bakınıyor oysa ben bir yandan üzüntüden ağladığım gibi öbür yandan yaptığınızın manidarlığı karşısında kendimi tutamayıp ağlıyorum.Nacizane alkışlıyorum.Tüm Kalbimle...Saygılarımla.Hülya.

ssbb dedi ki...

Ben de üzülmek dışında pek bir şey yapamadım.
Yazıyı da, esasen paylaşarak olayın ağırlığından kurtulmak için yazdım.

Adsız dedi ki...

Çok üzücü
şimal

Adsız dedi ki...

Ama tüm bunların olduğunu da bilerek yaşayalım arkadaşlar..
Ben duvara tosladım, şu an..
Hayatta hiçbir şeyin garantisi yok.
Allah, paranın da, eşin de, evladın da, akrabanın da hayırlısını versin!!
Hayırlı evlada düşememiş adamcağız, ne yazık..
Çok korkuyorum!!
egeden

Adsız dedi ki...

Çok iyi yapmışsınız!Nasıl mutluluklar paylaşarak artarsa acılar da paylaşarak azalır.Siz lütfen bu duruşunuzdan vazgeçmeyin,el vermeye ve bizimle de paylaşmaya devam edin.Bizim de ne tür ve nasıl katkıda bulunabileceğimizi ve yapabileceklerimiz konusunda bizi aydınlatırsanız elimizden ne gelirse yapmaya çalışırız.Sadece bu beyefendi için değil herkes için. Egeden'e de katılmamak mümkün değil.Beyefendinin başına gelenlerin bir gün bizim de başımıza gelmeyeceğinin hiçbir garantisi yok.Allah herkesten ve hepimizden ırak etsin.Kızına hiçbirşey demem zaten istese de uyuyamıyordur zira "İyi bir vicdan en iyi yastıktır!(C.Brentana)". Saygılarımla.Hülya.

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

İnsan nasıl bu kadar talihsiz olabilir?
Sanki gerçek olamazmış gibi...
Herşey neden bazen bu kadar ters gider ve bir hayat tepetaklak olur?
Offf!

Adsız dedi ki...

Cok uzuldum Bora Bey. ne cok insanimiz var bu durumda kimbilir, ama ustune bir de yalnizlik cok zor. Allah sizden razi olsun.

Sweety dedi ki...

hayat cok garıp. o kadar hızlı akıyorkı zaman hıc bırsey degısmıyor ve degısmeyecek gıbı gelıyor bızlere ama gelecek cok urkutucu olabılıyor...

selen dedi ki...

Merhaba,

Blogunuzu bir süredir izliyorum. Aslına bakarsanız, şükretmek için bakıyorum bunaldıkça. Yanlış anlamayın, başkalarının acılarından haz alıyorum filan değil... Sadece şımarıklık etmemek, olur olmaz şeyleri büyütmemek için... Biryerlerde sizin gibi hekimler olduğunu bilmek çok güzel :) yolumun düşmemesini dileyerek, umarım bir gün size ya da sizin gibilere denk gelirim ben de...

sevgiyle,
selen

Adsız dedi ki...

Bir ustte kilo vermek icin verilen paralar ile ilgili yazi, zaten kilo almak icin de para lazim! Fazla paradan sismanlik, para vererek zayiflamak, zayifsan zenginsin, zayifsan acsin. Bir acaip dunya!

www.elifsavas.com/blog

Adsız dedi ki...

Bora bey beni cok aglattiniz,sadece dua edebildim ama icim cok ama cok acidi...sevgiler

Unknown dedi ki...

İçim acıdı ama seni de takdir ettim.Çocukları ve eşi olduğu halde eve alınmayan ve de bakılmayan çok insan var benim de şahit olduğum...

Adsız dedi ki...

içim parçalandı, gözyaşlarımı durduramıyorum... "paran yoksa, kimsen yok..."

Adsız dedi ki...

Daha sonra irtibata geçebildiniz mi bu adamcağızla.Bizler de birşeyler yapmalıyız bu amcamız için.Bi yardım sizin aracılığınızla bir yardım yapabiliriz hepimiz 50-100 ne gelirse elimizden.Bu konuda lütfen bir şeyler yapalım bizim dinimiz düşene yardım etmeyi emreden ve şartlarından en başta gelenlerden biri de zekat.Her ay beş kişi zekatını gönderse çok şey değişir bu insan için.

ssbb dedi ki...

Hastamın durumu oldukça iyi, yeşil kart çıkardı, hastaneye yattı, karnındaki kitle kanser değilmiş. Sağlığı yerine gelince tekrar yazıhane açmayı planlıyor.

Adsız dedi ki...

Durumunun ve sağlığının iyi olduğuna çok sevindim!Doktoru siz olduğunuz için çok şanslı.Size de ne mutlu!En iyi temennilerimizi kendisine iletin lütfen!Bizim gene bulunabileceğimiz katkılar ve yapabileceklerimiz varsa, elimizden ne gelirse yapmaya çalışırız.Tüm Kalbimle...Saygılarımla.Hülya.

Adsız dedi ki...

ŞU İÇKİYİ BIRAKIP NAMAZA DA BAŞLASAN KESİN CENNETE DE GİDERSİN DOKTORUM.