
Takım çalıştırırsa sigorta yapıyorlarmış, çalışmazsa sigortası da olmuyormuş.
"Teknik direktörlük de sınıflara ayrılıyor değil mi?” diye sordum.

"Ne gerekiyor teknik direktör olmak için?” diye sordum.
“Önce ya bakan, ya milletvekili, ya paşa, ya belediye başkanı bir tanıdığın olacak...” derken sözünü kesip, yanlış anladığını; takıma teknik direktör olmak için gerekenleri değil, sertifika almak için gerekenleri sorduğumu belirttim.
Kurslara katılıp C sınıfı Amatör Ligden başlayarak her sınıfta belli süre çalışıp, bir üst sınıfın kursu görüp sınavlarını vermek gerekiyormuş.
"Ertuğrul Sağlam bütün bu aşamalardan geçti de mi Beşiktaş'la anlaştı yani?" diye sordum. Dünya kupasında oynayan ekibe bir jest olarak diplomalar vermişler ama Sağlam bütün bu yollardan da geçmiş, yıllardır çalışıyormuş.
“Ertuğrul’la sınıfta beraberdik, iyi anlaşma yaptı, 3 trilyona anlaştı” dedi.

"Tabi, ama bir anda alınmıyor, 2,5 yıllık mı ne anlaştı, çalıştıkça alacak. Başta en fazla 1 trilyonunu almıştır, ayrıca maaş da var , ama onu kaça anlaştı bilmiyorum” dedi.
Bu kadar büyük paralar dönen bir sektörde, çok para kazanabilecek pozisyonda iken işsiz olmasını nasıl değerlendirdiğini sordum.
“Aslında Türkiye’de yeterli teknik direktör yok, toplam sayı 600 civarında bunların da yarısı, emekli, işi bırakmış. Mesela Süper Amatör diye bir lig var, adı amatör ama oyuncular hep profesyonel, 2. Lig kalitesinde. Adamlar işin ucuzuna kaçıyorlar, sen 2 milyar maaş istiyorsun, çok geliyor, gidiyor, diplomasızla 1 milyara anlaşıyor. Teknik direktör çalıştırma şartı gelirse durum düzelir” dedi.

Fatih Terim’i nasıl bulduğunu sordum.
“Bırakın Allahaşkına Doktor Bey, sinirim zıplayacak gene, seyrettiniz mi son Bosna maçını?” dedi.
“Ne vardı?” diye sordum.
“Adamlar zaten gariban ülke, satın mı almışlar ne yapmışlarsa 'aman kazara gol olur' diye korkularından bşizim kaleye gelmediler, buna rağmen güç bela yendik" dedi, ve ekledi


Soğuk algınlığı için Theraflu f tb 3x1 yazdım ve bol narenciye tüketmesini önerdim.
Eski fotoğraflar bu sitedeki bir öyküden: Yazara göre Eskişehirspor karşısında, o zamanki GS teknik direktörü Turgay Şeren 2-0 yenik duruma düşünce takıma geri çekilmelerini söylerken, takım kaptanı Fatih Terim hocası ile kavga ederek takımı ofansif oynatmış ve skoru 2-0 dan 3-2 ye getirmiş.
Son karedeki, günümüzün güzellik yarışmaları organizatörü Süha Özgermi'nin sahadaki görevi ise yazıdan anlaşılamıyor.
3 yorum:
acaba o beyefendi ingilizce biliyor muymuş?
bakınız sinyor terim nasıl şakıyor:
http://youtube.com/watch?v=ChkFtdzDKxs
valla ben onu bunu bilmem..O konuştuğunuz antrenör nerede, Fatih Terim nerede... Buna bakarım.Ayrıca katılmıyorum da,, Terimi çok seviyorum. Herşey okuma, şu bu değil.. Adam hitabetiyle, mimikleriyle, duygularıyla senelerdir bu sahalarda. Biraz vicdan diliyorum böyle konuşanlara...
egeden
Fatih Terim'in kişiliği tartışılabilir, ama teknik direktörlüğünü tartışmak bence o beyefendiye değil bu konuda yetkinliği ispatlanmış kişilere kalmalı bir zahmet. UEFA kupasını kaldırmış, Real Madrid'i yenip Süper Kupa'yı da kaldırmış bir teknik direktörse söz konusu, herhalde şansın yaver gitmesinden daha öte bir durum vardır.O yüzden bence ''bırak allaşkına'' sözünü bizim o beyefendiye söylememiz gerekiyor.
Yorum Gönder