Salı, Şubat 03, 2009

çelik







Bugün ilaç yazdırmaya gelen bir hastaya ne iş yaptığını sordum.
"Metal mühendisiyim, çelik endüstrisinde çalıtım” dedi “Çelik nedir?” dedim
“Demir artı karbona çelik denir”
dedi
"Demirde karbon yok mu?” diye sordum

“Saf altın olmayacağı gibi saf demir de yoktur ama içindeki eser miktardaki karbon onu çelik yapmaz. Binde 2 den yüzde 2 ye kadar oranlardaki karbonlu demire çelik denir. Yüzde 2 nin üzerine çıktığında pik(pick) ya da döküm demir denir, kaloriferler falan yapılır. Çok gevrektir kolay kırılır” dedi
"Çeliğe su vermek nedir?” dedim

“Şimdi metalerin yapısı kristalizedir. Demir molekülleri kare şeklindedir. Bu karenin köşelerinde ve ortasında birer demir atomu, demir atomlarının arasında da daha küçük olan karbon atomları yer alır.


Demiri 900 santigrata kadar ısıtınca köşelerdeki demir atomları kenarlara gelir, eğer yavaşça soğursa atomlar tekrar köşelere döner. Bu sıcaklıktaki çeliği aniden soğutursanız atomlar köşeye dönemez ve ortada bir yerde sıkışır. O zaman küp şeklindeki kristal uzar diktörtgenler prizmasına döner ve kendi etrafında çarpılır. Bu molekül yapısı çeliğe sertliğini verir. Ayrıca molibden, vandalyum, kalay gibi elementler de katılarak çeliğe değişik özellikler verilir. Örneğin molibden ısının eşit dağılımını sağlamaya yarar. Molibden katmazsan sadece dışı sertleşir, ortası yavaş soğuduğundan yumuşak kalır“
dedi
"Peki tekrar ısıtırsak ve kendi halinde soğumaya bırakırsak ne olur?” dedim

“O zaman tekrar demir olur”
dedi
"Paslanmaz çeliği de merak ediyorum ama bugün hasta çok onu da bir dahaki sefer konuşalım" dedim

İkinci resim Belçika'da demir molekülünün bir milyar kez büyütülmüş halini simgeleyen heykel

9 yorum:

BlahBlah dedi ki...

vay be.

CHROMA dedi ki...

Bora Bey, paslanmaz çelik aslında paslanır :) Bulunduğu ortama bağlıdır paslanmama kapasitesi. Mesela suda paslanmasın diye üretilen çelik alınıp da toprakta kullanılırsa paslanır.
Paslanmasın diye çeliğe krom eklenir. Pas denilen şey aslında bildiğimiz yanma, oksitlenme. Çelikte bulunan krom havadaki oksijenle oksitlenir ve yüzeyde incecik bir koruyucu tabaka oluşturur. Tıpkı yaraların kabuk bağlayıp, mikropların içeri geçmesini önlemesi gibi bir mekanizma aslında bu.
Bir de bence çeliğin en özel ve en güzel üretim süreci samuray kılıçlarının - katana- yapımıdır. Konuyla ilgili national geographic'in çok hoş bir belgeseli var :)

Ferda dedi ki...

hastalarınız bu tür şeyleri anlatırken sonradan bloğa aktarma esnasında eksik veya hata olmasın diye ses kaydı yapıyor musunuz ?

ssbb dedi ki...

daha neler :)

alis dedi ki...

Çok ilginç!

endiseliperi dedi ki...

çeliğe su verme hikayesi, "ve çeliğe su verildi" kitabından mı aklınıza geldi?:)

yıllar önce okumuştum kitabı ve bir ajansda çalışırken, bir çelik üretecisinin kataloğuna başlık olarak kullanmıştım. neden sonra içime sinmeyip, patronlara kitaptan bahsettim. çok dindarlardı, kitaptan haberleri yoktu ve ideolojik olarak böyle bir başlığa karşı çıkarlar, diye düşündüm. yok, dediler, olsun, güzel başlık.

her şey böyleydi de ben, çeliğe su vermek nedir, biliyor muydum? hayır. onu da şimdi öğrendim. teşekkür ederim.

* ferda hanım'ın sorduğu soru benim de aklımdan geçmedi değil, bora bey. o halde sizde ne iyi bir hafıza var. soruların cevaplarını samimiyetle öğrenmek istiyorsunuz, demek ki.

nehiro dedi ki...

Merhaba...
Yiğenimin tavsiyesi üzerine bloğunuza geldim...
Ateş ve su,yaşam ve ölüm, çelik ve su gibi karşıtlıkları bir araya getirmek...
Su, ateşi yok eder,hizaya getirir, doğrudur; tersi de doğrudur, yüzlerce derecelik ateşte tutulan bir demire
su döküldüğünde onu nasıl da sertleştiriverir. Su ve ateşin bileşkesinden böyle güzellikler de çıkıyor.
Diyalektiğin has ve şaşmaz yasasıdır karşıtların birliği.
diyor değişik insanların değişik konularına böyle merak duyan, ve böyle güzel anlatan size selam gönderiyorum...

Özlem... dedi ki...

Ufak bir detay, Türkce de pik diye gecer ama Ingilizcesi pig-iron olacak, pick degil.

Adsız dedi ki...

'Pick' konusuna değinecektim ama Özlem hanım benden erken davranmış.

Evet, 'pick' değil 'pig' olacak. 'Domuz' anlamındadır, malum.

'Domuz demiri' denilmesinin sebebi tarihseldir. İlk üretimler sırasında, prosesten çıkan eriyiğin döküldüğü kalıplar (yukarıdan bakıldığında) annesinden süt emen domuz yavrularına benzetilmiş...

Yani, bir nebze 'Niagara'nın 'ne yaygara ne yaygara'dan gelişi gibi :) ama bu gerçek.

http://www.allwords.com/word-pig+iron.html