Bugün bir hastayı kaydederken doğum yerinin Azerbaycan olduğunu görünce Türkiye'ye ne zaman geldiklerini sordum.
"Ben bebekmişim, Stalin bütün akrabaları Sibirya'ya sürmeye başlayınca babamla anam 4 gün dağlarda yürüyerek aç susuz Türkiye'ye kaçmışlar. Aras nehri buz tutmuş yürüyerek geçmişler. Benden 5 yaş büyük ağabeyimi de yanlarına alamadıklarından orada bir kadının yanına bırakmışlar" dedi
"Abinizle görüşüyor musunuz şimdi?" dedim
Soyunurken cebideki zarfı çıkartıp masanın üzerine koymuş. Şu işe bak ki, terzinin çırağı da bizim akraba, hemen mektubu kapıp getirdi.
Abim adını, anasının babasını adını, adresini hep yazmış. Biz de ona mektup davetiye gönderdik. İlk defa 1979 da Türkiye'ye gelebildi..."
"Evet 1979'da birbirimizi bulduk. Abim Kars'tan gelen herkesin yanına gider babasını anasını tanıyıp tanımadıklarını sorarmış. Bir gün, bizim komşu köyden Rusya'ya giden bir adam 'İsimleri yabancı gelmedi, sen mektubunu ver ben araştırayım' demiş. Türkiye'ye döndükten sonra bir gün Kars'taki terzi dükkanının önünden geçerken gireyim de elbiselerimi ütületeyim deyip içeri girmiş.
Soyunurken cebideki zarfı çıkartıp masanın üzerine koymuş. Şu işe bak ki, terzinin çırağı da bizim akraba, hemen mektubu kapıp getirdi.
Abim adını, anasının babasını adını, adresini hep yazmış. Biz de ona mektup davetiye gönderdik. İlk defa 1979 da Türkiye'ye gelebildi..."
Sustu, gözleri doldu, ağlamaya başladı
"Tren garında indiler. Karısıyla birlikte. Yere kapandılar toprağı öptüler, bayrağı öptüler. Biz parçalanmış bir aileyiz Doktor Bey" dedi
12 yorum:
uzuldum cok.burdada oyle cok buna benzer hikaye varki..amerikaya gocmen olarak gelmis ahiska turkleri....
Oy oy :(
harika bir yazı.bir zamanlar,rus liderlerini ilah gibi gören grupların okuması lazım ilkönce.
Çok üzücü gözlerim doldu okurken ...
Parçalanmış aileler çok gördüm yaşadım da ama bu bambaşka geride canından parçayı bırakmak o anne baba için ne kadar zor olmuştur, o şartlarda üztelik.
Umarım huzurlu mutlu ve hep birliktedirler artık...
benim bile okurken gözlerim doldu bir bulgaristan göçmeni olarak.
Merhaba,
İnanırmısınız benim babamda aynı hikayeye sahip.Tüm ailesini sibiryaya sürmüş stalin babamında.Babam bir arkadaşıyla gelmiş Türkiyeye.Karsa geldiklerinde (1946) (Türkiyede Türkiyede Şapka devrimi yapıldığından) insanların fes sarık yerine şapka taktıklarını görüp EYVAAAHH biz yanlış geldik.Diye 3 gün insanlara kendilerini göstermeden aç susuz kalmışlar.Ahh Ah ne acılar çekilmiş.Rahmetli babam memleketini bir kez daha görebilmek için neler vermezdiki.Maalesef köyü şimdi ermenistanda :(
Bana hem babamın anlatıklarını hemde babamı hatırlattınız. :)
Sevgiler*
iki damla yaş gelirde akmaz mı?
aktı gitti
kimin ailesinin geçmişinde öyle ya da böyle bir kopuş yok ki...
<:(
bakü'de yaşayan biri olarak aynen katılıyorum,biz parçalanmış bir aileyiz..
:( Annenin ve babanın çocuğunu canından bir parçayı bırakması daha doğrusu bırakmak zorunda kalması ne kadar zor. Yüreğim düğümlendi.
Yasemin
ne kadar hazin bir hikaye. yıllar sonra birbirlerini görebilmiş olmaları da ne kadar özel ve güzel.
Stalinin söylediklerinin altına imzamı düşünmeden basardım ama bir de yaptıkları var.
Toplumu insanın doğasına tamamen aykırı bir şekilde zorla değiştirmeye kalkarsanız dünyanın en iki yüzlü diktatörü olursunuz...
Yanılmamışım.
Organik dokulardan ötesine dokunduğunuza göre.
'İyi' bir doktorsunuz.
Yorum Gönder