Pazartesi, Ekim 18, 2010

bahşiş dilekçesi





Bugün ilaç yazdırmaya gelen bir hasta gemi sayahatinden döndüğünü söyleyince
"Nasıl memnun kaldınız mı?" diye sordum
"Çok memnun kaldık, ilk fırsatta yine gitmek istiyoruz. Geceleri hep yol yapıyor, sabah limana inip geziyorsun. Vize de gerekmiyor" dedi
"Vizesiz nasıl geziliyor?" diye sordum
"Gemide pasaportları alıp manyetik bir kart veriyorlar. Şehre onunla çıkıyorsun. Böylece geri dönmeyen olursa hemen anlaşılıyor. Bizim gruptan birisi gemiye dönüş saatini şaşırmış da büyük olay oldu, polisler falan geldi." dedi




"Söylenen ücretlerden başka bahşiş gibi gizli ücretler de oluyormuş, öyle mi?" dedim
"Kişi başı günlük 7 euro bahşiş var, ama biz yolunu öğrendik. Bir dilekçe yazıp şu kadar bahşiş vermek istiyorum diyorsun. Mesela biz kişi başı 10 euro vermek istediğimizi yazdık. Turun sonunda ekstreye baktık 10 euro düşmüşler. Dilekçe vermeseydik 8 günde 56 euro verecektik. Bu sayede 92 euro cebimizde kaldı. Hizmetleri güzeldi ama zorunlu bahşiş hoş birşey değil" dedi

16 yorum:

aJx dedi ki...

Özlemişim yazılarınızı :)

Adsız dedi ki...

Blog çok güzel. Hedeflediğim meslekten birisin bunu yazması daha da güzel. Ama kontrol edip edip her gün boş dönmek kötü. Neyse takipteyim anlayacağınız. :D

Ümit Yaşar Kalkan dedi ki...

ne ola

Adsız dedi ki...

Bu hayatta sevdigim iki doktordan biri ..
Hoşgeldin Sn. Doktorum :)
(Digeri de Hakan Öge)

Adsız dedi ki...

Bu hayatta sevdigim iki doktordan biri ..
Hoşgeldin Sn. Doktorum :)
(Digeri de Hakan Öge)

VWP dedi ki...

Düşünsenize her gözünüzü açtığınızda başka bir ülke başka liman...

Adsız dedi ki...

Tıp okuyorum ben de ve bu blog süper...ama vakalara eğilin biraz =P

FKH dedi ki...

bu kadar doktorun arasında sanırım pek laf etmemek lazım :}

aysema dedi ki...

Hoşgeldiniz yeniden... Meraklanmaya başlamıştım.

Adsız dedi ki...

Ben de cam çatlağı yazısında nerelerdesiniz Bora bey demiştim, silinmiş yorumum, alındım şimdi.. Sebebini bilmek isterim...
egeden

Korhan Korman dedi ki...

İşyerim bu gemilerin yanaştığı karaköy limanındaydı.Göre göre heves ettim ama pahalı biraz.Gemiler ise muhteşem gerçekten.Araştırınca daha da hevesleniyor insan.Doktorcuğum şöyle yapalım;sen bana bi 10.000 euro ver ben blogun inceleme muhabiri olarak bu gemilerle bir tatile çıkayım? Nasıl şahane fikir di mi:)

ssbb dedi ki...

Genel prensip olarak hakaret, küfür vs. içermeyen her yorumu yayınlıyorum.
Yayınladıklarımı silmem de elbette söz konusu değil

Yazmak Keyiftir dedi ki...

Bu ironiye, acı bir tebessüm bıraktım desem yalan olmaz. Bu gemilerde çalışan personelin halini, çalışma şartlarını ve çalışma saatlerini bilseler 92 EUR nun çok üstünde bir bahşiş bırakırlardı. Zaten maaş denen bir şey de yok. Çalışanlar bu tip denen parayla yaşam sürdürüyorlar.
Sahnenin arka planını görseniz içiniz kan ağlar.
Sevgiyle...

Sema dedi ki...

güzel yazılar Güzel bir blog.

Uğur Önder Bozkurt dedi ki...

Hem Ali İkizkaya'ya hem diğer meraklılara hem de doktor bey'e:
Bu gemilerde 1 yıl çalıştım. 7-8 yıl çalışmış arkadaşlarım var. Elbette iyi şirketler kadar kötü şirketler de var. Evet maaş yok. Daha doğrusu benim çalıştığım ve sektörün en büyüklerinden biri olan Royal Caribbean'da 50$ idi. Bunun dışında satılan şaraplardan prim alıyorsunuz. Aslında zorunlu bahşiş diye bir şey yok. Yani bahşişin zorunlu hale gelmiş olmasının tek nedeni rekabet. Çünkü geni sayısı ve şirket sayısı arttıkça yolcular (hele abd'deki şu kriz dönemlerinde) artmıyor. Bu yüzden cruiselar ucuza satılıyor. E eskiden 5000$ olan tur şimdi 250$a kadar düşmüş durumda (last minute deal ile özellikle) bu duruma 250$ tur için verirken kimse garson+komi+kabin görevlisine toplamda yaklaşık 100-125$ vermek istemiyor. Bazı şirketler bunu tur fiyatına dahil ediyor. Bazıları ise (anlaşılan anlatılan örnek öyle) oda hesabınıza. Şu dilekçe konusu komiğime gitti. Heryeri devlet dairesi gibi görmek ne garip. Neyse. Eğer tur fiyatına dahil ödeme yaptıysanız sizin masanız "prepaid" tabir edilir ve bir daha tip ödemek zorunda kalmazsınız. Ama tabii ki adı üstünde "tip" isteğe bağlı. Canınız istese garsonunuz vereceğiniz ekstra bir kaç dolara hayır demez.
Kötü şartlara gelince. Evet eski gemiler biraz daha kötü durumda olduğu gerçek. Personel için : koridorda banyo ve tuvalet, 4-6 veya 8 kişilik oda/kabinler. Ama şu an sektördeki en büyük gemiler (ve şirketlerde) durum böyle değil. 5-6 yıl kadar çalıştığım ve o zamanlar en büyük gemi olan Adventure of the seas gemisinin bazı dikkat çekici kısımlarını anlatayım (personel gözüyle)
Odalar 2 kişilik. 24 saat sıcak su olan duş. vhs video'lu (o zaman dvd ile değiştirilmeye başlanmıştı) tv. burada yaklaşık 20 kanal + ücretli kanalları ücretsiz izleme imkanı (uçaklarda olduğu gibi gemilerde de en yeni filmler sinema ile birlikte yayınlanır çoğu zaman) odada dumb terminal denilen bir cihaz ile internet, mini buzdolabı. kilitli dolaplar ve klima. yer halı.
bunun dışında personel için bir bar ve "eğlence" alanı. 2 adet personel spor salonu. personel için kütüphane. 3 kafeterya. 4 öğün yemek. sürekli aburcubur. + ücretli sürekli abur cubur.
evet "ship life" sıkıcıdır. 7 gün günde 4+6=10 saat (şimdi biraz daha azaldı bu çalışma saati) çalışırsınız. ama bunun dışındaki saatlerde tamamen serbestsiniz (gemi limanda ise tabii ki çıkmak da serbest) 6 ay çalışır (ki son zamanlarda bu da değişti) 1,5-2 ay tatil yaparsınız (ücretsiz)zor yanları olduğu kadar ayda en azından 2000$ kazanmak ve hiç harcamanız olmadan (bar vb ücretli ancak eğer tasarruflu olursanız iyi para biriktirirsiniz. yemek masrafo yok, kira yok, elektrik su doğalgaz yok :)
benim karı koca olarak çalışmış iki arkadaşım (onlar cruise ücretlerinin daha yüksek bu nedenle tiplerin daha yüksek olduğu dönemde çalıştılar. yaklaşık 10 yıl kadar önce) ve yaklaşık 7-8 yılda 500.000$ para biriktirdiler. tabi zorlukları nedeni ile karı-koca olarak çalışmak daha güzel elbette. böylece özleyeceğiniz fazla bir şey kalmıyor. zaten 6 ayda bir evinize de dönüyorsunuz.
ship life zor diyenlere pek aldanmayın. sadece mızlanıyorlar. biriktirdikleri paralar göze batsın istemiyorlar. hangi iş kolay? bana önce onu bir söyleyin? :)
tüm çalışma dönemime ait fotoğraflar:
http://www.flickr.com/photos/benugur/sets/72157600012336088/

personel kabininden bir görüntü:
http://www.flickr.com/photos/benugur/2416193719/in/set-72157600012336088/

Uğur Önder Bozkurt dedi ki...

Hem Ali İkizkaya'ya hem diğer meraklılara hem de doktor bey'e:
Bu gemilerde 1 yıl çalıştım. 7-8 yıl çalışmış arkadaşlarım var. Elbette iyi şirketler kadar kötü şirketler de var. Evet maaş yok. Daha doğrusu benim çalıştığım ve sektörün en büyüklerinden biri olan Royal Caribbean'da 50$ idi. Bunun dışında satılan şaraplardan prim alıyorsunuz. Aslında zorunlu bahşiş diye bir şey yok. Yani bahşişin zorunlu hale gelmiş olmasının tek nedeni rekabet. Çünkü geni sayısı ve şirket sayısı arttıkça yolcular (hele abd'deki şu kriz dönemlerinde) artmıyor. Bu yüzden cruiselar ucuza satılıyor. E eskiden 5000$ olan tur şimdi 250$a kadar düşmüş durumda (last minute deal ile özellikle) bu duruma 250$ tur için verirken kimse garson+komi+kabin görevlisine toplamda yaklaşık 100-125$ vermek istemiyor. Bazı şirketler bunu tur fiyatına dahil ediyor. Bazıları ise (anlaşılan anlatılan örnek öyle) oda hesabınıza. Şu dilekçe konusu komiğime gitti. Heryeri devlet dairesi gibi görmek ne garip. Neyse. Eğer tur fiyatına dahil ödeme yaptıysanız sizin masanız "prepaid" tabir edilir ve bir daha tip ödemek zorunda kalmazsınız. Ama tabii ki adı üstünde "tip" isteğe bağlı. Canınız istese garsonunuz vereceğiniz ekstra bir kaç dolara hayır demez.
Kötü şartlara gelince. Evet eski gemiler biraz daha kötü durumda olduğu gerçek. Personel için : koridorda banyo ve tuvalet, 4-6 veya 8 kişilik oda/kabinler. Ama şu an sektördeki en büyük gemiler (ve şirketlerde) durum böyle değil. 5-6 yıl kadar çalıştığım ve o zamanlar en büyük gemi olan Adventure of the seas gemisinin bazı dikkat çekici kısımlarını anlatayım (personel gözüyle)
Odalar 2 kişilik. 24 saat sıcak su olan duş. vhs video'lu (o zaman dvd ile değiştirilmeye başlanmıştı) tv. burada yaklaşık 20 kanal + ücretli kanalları ücretsiz izleme imkanı (uçaklarda olduğu gibi gemilerde de en yeni filmler sinema ile birlikte yayınlanır çoğu zaman) odada dumb terminal denilen bir cihaz ile internet, mini buzdolabı. kilitli dolaplar ve klima. yer halı.
bunun dışında personel için bir bar ve "eğlence" alanı. 2 adet personel spor salonu. personel için kütüphane. 3 kafeterya. 4 öğün yemek. sürekli aburcubur. + ücretli sürekli abur cubur.
evet "ship life" sıkıcıdır. 7 gün günde 4+6=10 saat (şimdi biraz daha azaldı bu çalışma saati) çalışırsınız. ama bunun dışındaki saatlerde tamamen serbestsiniz (gemi limanda ise tabii ki çıkmak da serbest) 6 ay çalışır (ki son zamanlarda bu da değişti) 1,5-2 ay tatil yaparsınız (ücretsiz)zor yanları olduğu kadar ayda en azından 2000$ kazanmak ve hiç harcamanız olmadan (bar vb ücretli ancak eğer tasarruflu olursanız iyi para biriktirirsiniz. yemek masrafo yok, kira yok, elektrik su doğalgaz yok :)
benim karı koca olarak çalışmış iki arkadaşım (onlar cruise ücretlerinin daha yüksek bu nedenle tiplerin daha yüksek olduğu dönemde çalıştılar. yaklaşık 10 yıl kadar önce) ve yaklaşık 7-8 yılda 500.000$ para biriktirdiler. tabi zorlukları nedeni ile karı-koca olarak çalışmak daha güzel elbette. böylece özleyeceğiniz fazla bir şey kalmıyor. zaten 6 ayda bir evinize de dönüyorsunuz.
ship life zor diyenlere pek aldanmayın. sadece mızlanıyorlar. biriktirdikleri paralar göze batsın istemiyorlar. hangi iş kolay? bana önce onu bir söyleyin? :)
tüm çalışma dönemime ait fotoğraflar:
http://www.flickr.com/photos/benugur/sets/72157600012336088/

personel kabininden bir görüntü:
http://www.flickr.com/photos/benugur/2416193719/in/set-72157600012336088/