Salı, Ağustos 01, 2006


Geçen hafta emekli bir gümrük memuru boğazda gıcıklanma yakınması ile başvurdu:
' ’82 yılında emekli oldum, karnemi bile almadım ‘dedi.
'Ne karnesi?’ diye sordum. Gümrük memurları emekli olunca gümrük komisyonculuğu karnesi almaya hak kazanırlarmış. Komisyoncular şirketlerle gümrükler arasında aracılık yapar malın bedeli üzerinden pay alırlarmış. Emekli gümrük memurları dışında, kursa gidip sınava girerek de karne alınabiliyormuş.
Yeni evlendiklerinde eşi vapurla Karşıyaka’ya geçerken yanına oturan yaşlı bir hanım beyinin işini sormuş. ‘Gümrükçü’ yanıtını alınca , üzerindeki puantiyeli elbiseye bakarak ‘Belli !’ demiş.
Bir arsa için açtıkları davada ‘70li yıllarda bulunduğu kasabanın bayan hakimi haber gönderip kot pantolon istemiş. ‘Ben nasıl başkasının malının içinden çekip alırım bir tane ‘demiş, davayı da kaybetmiş.
'Neden böyle oluyor?' diye sordum. Mallarını gümrüğe sokan tüccar bir an önce çekip paraya çevirmek istermiş. Eğer işlemler uzar da ardiyeye girerse fazladan depolama parası da ödemesi gerekirmiş. Bu nedenle işlemleri hızlandırmak için para verilmesi yerleşmiş. Amcanın da bu işlerden sıtkı sıyrıldığından bir daha gümrüğün yanından geçmemiş. Gümrük memurlarının toplumdaki imajından o kadar çekmiş ki, hanımına gümrükten emekli olduğunu söylemesini yasaklamış . Yakınmaları için Geralgine-K tb 3x1, ve geceleri içmesi için Atarax tb 1x1 yazdım.

Hiç yorum yok: