Çarşamba, Şubat 03, 2010
makinistlik
Bugün 86 yaşında bir hasta ağır kaldırdıktan sonra oluşan bel ağrısı yakınmasıyla başvurdu.
Amca doluymuş ki sormadan anlattı: 26 yıl trenlerde makinistlik yapmış. '71 yılında veraset kalınca emekli olmuş. 350 yıllık İzmir'liymiş. Eskiden İzmir 1. ve 2. Aziziye olarak ikiye ayrılırmış. Kemer köprüsünden konağa doğru birinci, öbür tarafa ikinci denirmiş. Miras kalan tapularda hep ikinci Aziziye yazıyormuş. Pek çok kiracısı varmış ama 'Sizi bilmiyorum, kiracı mısınız ama rahmetli dayım birine beddua edeceksen kiracın olsun de derdi' dedi.
Makinistlik yaptığı trenler Afyon-Ankara hattında çalışıyormuş. Sibirya ve Alman yapımı trenlerde çalışmış. Eski buharlı trenler 12 tona kadar kömür alırlarmış.
İzmir Afyon arası hava şartlarına da bağlı olarak yaklaşık altı ton kömürle geçilirmiş. Kazanı yuvarlak olan lokomotifler daha yollu olurmuş. Bir de köşeli olanlar varmış, onlar yavaş gidermiş.
Bel ağrısı için Dikloron ret tb 1x1 yazdım.
Ayrılırken benim hiç burnu büyük olmadığımı , kendisinin de öyle olduğunu söyleyerek gitmekten vazgeçip bir anısını daha anlatmaya başladı:
50'li yıllarda bir kış günü Ankara Garında kar fırtınasının içinden lokomotifin yanına bir adam gelmiş , birşeyler söylüyormuş, ama makina çift kompaund çalıştığından duyulmuyormuş. Amca da aşağı inip 'Ne istiyorsun?' diye sormuş.
Türkçesi zayıf olan adam Sivas'a tren soruyormuş. Amca hareket memurluğunu gösterip 'Oraya sor' demiş. Tekrar yerine çıkınca ateşçi kızmış, 'Neredeyse kediye köpeğe ineceksin , sen makinistsin, otur ne iniyorsun' diye. Amca 'Yardımcı olmak lazım; indim de ayağım çenem mi eskidi' dedi.
Resimler yine Robin Lush'tan:
http://www.1974.trainsofturkey.com/robinlush_steam_pix5.htm
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
sizin bu yazılarınızı okumayı çok seviyorum.kaleminiz hiç susmasın.sevgiler.
39 yıldır emekli maaşı alıyormuş nasıl olacak.
@adsız
sende bi yolculukta 6 ton kömür at sende emekli aylığı al 39 yıl, tabii o kadar çalışmanın üzerine hayatını devam ettirebilirsen
kömürü makinist değil ateşçi atar.
ben "burnu büyük olmak" kelimesinde kaldım. vatandaş biraz mütevazı, kendisiyle sohbet edebilen doktora ne kadar hasret. muayeneye giden hasta bizim memlekette sözlü sınava çıkan öğrenci gibi oluyor, kekeliyor, derdini dahi anlatamıyor. Böyle sohbet eden hastasından hikayeler dinleyen onlara değer veren doktorlar çoğalsa keşke. Blogunuzu uzun zamandan beri takip ediyorum. Lütfen devam edin.
Yorum Gönder