Salı, Ağustos 12, 2008
keseğen
Bugün evde kaç kişi olduklarını sorduğum bir hastam:
“Eşim, çocuğum, bir de 9 tane fare” deyince şaka yapıyor sandım.
“Evinizde fare mi var?” dedim
“Ufak, büyümeyen, Gonzales denen cinslerden. 17 taneydi, 8 ’i öldü, çok hızlı ürüyorlar” dedi
Ben hala 8 fareyi kendilerinin yakalayıp öldürdüğünü sanarak
"Nasıl öldü?” diye sordum
“Bunlar hiç mikrop taşımadıklarından çok kolay hastalanıp ölüyorlar. Dün mesela, birisi sabahtan ishal oldu, 6 saat sonra öldü.
İki defa parmağımı ısırdılar, aşılarını yaptırıyoruz ama yine de veterinere götürdük. ‘İnşallah parmağınızdan bir şey kapıp ölmez’ dedi. O kadar temiz hayvanlar” dedi.
“Nereden aklınıza geldi fare beslemek?” dedimÇocukları kardeş isteyince bir hayvan almak üzere gittikleri pet şopta bunları görüp çok beğenmişler. Bir çift almışlar, sürekli ürüyorlarmış.
“Nasıl besliyorsunuz?” dedim
“Maması var, mısır buğday gibi hazır bir karışım, onu veriyoruz” dedi
“Evcilleşiyorlar mı peki?” diye sordum
“Tabi hepsi adını biliyor, kafesin kapısını açıyorum, hangisini çağırırsam o geliyor elime, avcunuzun içine sığıyor zaten, sürekli oynaşıyoruz. Geceleri oğlumun yanında yatıyorlar” dedi
"Nasıl ayırt ediyorsunuz?" diye sordum
"Hepsinin tipi değişik, kiminin göü patlak, kiminin burnu uzun. İlk önce hep beyaz almıştık, sonra ben açık kahve bir tane aldım, o da erkekmiş, beyaz dişileri hamile bıraktı, şimdi sütlükahve olanlar da var. Evde hayvan beslemeyi düşünüüyorsanız kesinlikle tavsiye ederim" dedi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
9 yorum:
Tom ve Jerry'i izlediğim dönemde bile olmamıştı: İlk kez farelerin sevimli olduğunu düşündürdünüz bana. Böyle hissetmek de fena değilmiş.
Size tavsiyem en kısa sürede Rat Ateuille isimli harika animasyon filmi seyredin. Hayattaki en büyük arzusu ünlü bir yemek şefi olmak isteyen bir fare...:)))
Hayvanları kendi doğaları çerçevesinde değerlendirdiğinizde yine hepsini sevimli bulmayabilirsiniz belki ama hepsinde hayran olunacak bir yan mutlaka var.
Güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle
Ben fareleri çok sevimli buluyorum, hem de inanılmaz zekiler - ama bu kadar çabuk ölüyorlarsa istemem, perişan olurum her ölenin ardından.
bizim vardı. bir anne, iki de çocuğu. anne, erkek olan çocuğunu hırpalayınca (birleşme için sanırım), pet shop'a geri verdik. bir tanesi nasıl olduysa kafesinden kaçtı. bu dediğim 4-5 yıl önce oluyor. hala evin içinde bir yerlerden çıkıvermesini bekliyorum. nereye gitti, kimbilir. tina yoktu o zamanlar. sonra tina gedi. kafeste arçil'in dorisadını verdiğimiz farecikle pek geçinemediler. huysuz bir şey oldu zavallı. bir gün işte döndüğümde (o zamanlar çalışıyormuşum demek ki)herkeste bir haller vardı. sordum, neden sonra doris ölmüş dediler. kimse
de dokunamamış. alıp, balkondaki saksılardan birine gömdüm. çok ama çok sevimli hayvanlar; tekerleğinde gece gündüz hiç durmadan dönmesi, minnacık elleriyle mamasını tutup, upuzun ön dişleri ile kıtır kıtır yemesi çok sevimlidir.ama evde kedi varsa bir sürü hayvandan da vazgeçmeniz şart. yoksa ben fare de isterim, kaplumbağa da. su kaplumbağası, kara kaplumbağası, bayılırım hepsine. iguana da isterim. maymun istemem.
hem bir fareciğin o küçük güzel gözleriyle size bakması kadar sevimli bir şey yoktur dünyada. evcil hayvan sahibi olmanın en kötü tarafı onların ölümüne tanık olmak elbett. üstelik hiç bir şey yapamazsınız. ve belki de ölümüne engel olamadığınız için sizi suçlar. anlatamazsınız. kaybetmeyi göze alarak sevmek gerek yine de.
ben bir de, bazı doğa aşığı insanları anlamam. konuşsanız tüm canlılara karşı sonsuz bir merhamet beslemektedirler. ama evinde herhangi bir canlı beslemeyi istemezler. mikrop olur, pislik olur, diye. böyle insanlar konuşurken, içimden kuşkulu, hımm, hımmm lar başlar.
fareleri seviniz. (arkadaş z. özger'in, 'zeki müren'i seviniz' şiir satırıyla bir alakası yoktur.)
sevgiler.
Şimdi gelelim gerçek bir tecrübeye...
Bu hayvanlara fare dememiz biraz yanlış... Gonzales denmesinin sebebi Avrupada (o dönemlerde çok ünlü olunca) oynayan bir çizgi filmde fare tiplerinden birinin isminin Speedy Gonzales olmasıdır.
Bu hayvanlar aslında Hamster denilen keseli bir hayvanın türündendir. Yiyecekleri biriktirdiği yere götürünceye kadar ağzının yanındaki keselerde saklar.... Fareler gibi uzun kuyrukları yoktur (tavşan gibi minicik top kuyruğu vardır.)
Her ne kadar evcil olsalar da eğitilmeleri mümkün değildir. Belki bazı içgüdüsel evberlenmiş hareketleri koşullu olarak tekrarlayabilir ama bu bilinçli değildir... Mesala gece ışığı açıp elinizde yiyecekle gelince yuvasından çıkıp sağa sola koşturması gibi...
Havuç, kıvırcık, fındık, pirinç vs. ne bulursalar yerler...
Sağlık açısından bakım olarak dikkat edilecek en önemli şey, hayvanı ilk aldığınızda kendinizi ve evdekileri dikkatli izlemeniz olacaktır. Benim gibi hiçbir şeye alerjisi olmayan birine bile etki edebilecek alerjen özelliği olabiliyor... (Büyük bir akvaryumun içini hergün yenilediğim talaşlarla doldurup temizliyordum ama idrarı emen talaşların alerji yapmasıyla solunumu etkileyip bronşları doldurduğunu gittiğim doktordan öğrendim. Verilen ilaçlarla işin başındayken kurtulduk ama hayvanları geri vermek zorunda kalmıştım.)
Bu hayvanlardan alıp beslemeyi düşünenlere tavsiyem tek olarak almaları. Çünkü çift olarak alırsanız hiç durmadan yavruluyorlar ve yavrular (hayatımda gördüğüm en mucizevi şeylerdi ama) büyüdüklerinde sonu ölümle sonuçlanan kavgalar yaşıyorlar ve çok üzülüyorsunuz.
Baba olanı anneyi doğum sonrası bile hiç rahat bırakmıyor ve devamlı üremeye zorlayarak kavgaya neden oluyor. O yüzden çift alırsanız baba doğan yavruları (kalabalık olunca doğada diğer hayvanların da yaptığı gibi bakamayacaklarını anladıklarını öldürüyorlar)öldürmesin ve anneyi bir süre rahatsız etmesin diye yuvadan ayrı bir yere koyulmalı...
Gün içinde belli saatlerde gözlem altında yine bir araya getirilmeli ki yavrular büyüyünce bir arada yaşarlarken bu sefer de liderlik kavgası yapmasınlar...
Her şey yolunda gitse bile belli bir süre sonra anne, baba ve çocuklar kalabalık bir sürü hayatı yaşamaya başlayacaklar ve tekrar kavgalar başlayacak... Bu kadar küçük hayvanların aralarındaki bu ilişkiler insanı hayrete düşürüyor, bakması çok kolay gibi görünse de önüne yemini suyunu koy o kendi kendine yaşar diyerek sağlıklı bir bakım gerçekleştirilemiyor. Epeyce bir uğraşmak lazım...
Küçük çocuğunuz varsa alerji durumunu mutlaka gözetim altına alın benim yaşadığım 15 günlük alerjen dönemde hayatım boyunca öksürdüğümden fazla öksürüp uykusuz kaldım, çocukların buna dayanabileceklerini sanmıyorum...
En iyisi bu tür pet hayvanları satın almayı bırakıp hayvanların ticaret uğruna doğal ortamlarından koparılmasını engellemek olacak diye düşünoyurum...
Çocuklar hayvanları sevmesinler mi? Sevsinler ama bir köye gidince gördükleri keçiyi, kuzuyu, civcivi sevsinler, sokaktaki kediyi, köpeği, kuşu sevsinler...
İlle de hayvan alacağız diyorsanız tanıdığınız birinin yeni yavrulamış kedisi ya da köpeğinin yavrularını almanızı tavsiye ederim...
Kuş ve balık daha az uğraş ister ama onların da çocuklarla iletişimi kedi ve köpeğe göre daha azdır...
onaltikirkalti'nin yazdigi yorumun son dört paragrafini alkisliyorum!
Hayvan ticaretini ben de ahlaki açıdan doğru bulmuyorum. İnsan ticareti bile birkaç yüzyıl önce yasaklanabildi, bunun önüne de uzun yıllar geçilemez gibime geliyo. Çünkü insanlar hala doğal görüyo evde hayvan beslemeyi. Ben ne pet shoplara ne hayvanat bahçelerine adımımı atmam.
ben hampster hastasıyım evimde zaten 2 tane var ama annemin yüzünden onlardan ayrılmak zorundayım ne yapabilirim ya birisi beyaz digeri ise kahve tonu cok güzeller korkmuyan herkes evine alsın süpppppppppppeeeeeeeeeeerrrrrrrrrrr
fareler çok küçük çok tatlı
Yorum Gönder