e
Bugün klostrofobisi olan bir hastama tedaviden fayda görüp görmediğini sordum.
“Çok iyiyim Doktor Bey, benim için inanılmaz bir şey yaptım, İstanbul’a gittim” dedi
“Otobüsle mi gittiniz?” dedim
“Hayır” dedi
“Ha uçakla, bravo!” dedim
“Hayır uçağa binemem daha. Tren- vapurla gittim” dedi
Yıllar önce ben de bir kez aynı yolu kullandığımdan “Vapura sabah karşı mı bindiniz?” diye sordum.
Tren saatleri değişmiş, artık İzmir’den eskisi gibi gece değil sabah çıkıyormuş, öğleden sonra 15 te Bandırma’ya varıp, 15 30da kalkan gemiyle 2 saatlik yolculuk yapıp, toplamda 7,5 saatte Yenikapı'ya varıyormuşsun. Talep okadar çokmuş ki öğleden sonraya bir tren daha koymuşlar.
Vagonlar klimalı çok rahatmış.
“Fiyatı nasıl?” dedim
“Ayrı ayrı alırsan pahalı ama gardan kombine bilet alınca 36 liraya geliyor” dedi.
"Otobüsten hızlı ve ucuz" dedim
"Evet, hem de tehlikesi daha az" dedi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
ya bora bey,
bir blogtaki linkten ulastim bu blogunuza. ve iki üç yazida anladim siz oldugunuzu. saatleri ayarlama enstitusu'nu gorunce iste bu dedim. bu arada ben ikeada sizi gorup konusamayan ozurlu sahis :)
ben yukarıdaki karikatürü yayınlandığında görmüş, çok gülmüştüm. yine çok güldüm:)
dün üstüste iki film izledim; ikisinde de evden çıkma korkusu olan kahramanlar vardı: "nim's island" ve "just add water".
birazdan evden çıkacağım, ama bahaneler üretip duruyorum, çıkmayayım, diye. evden çıkmak bir şey değil, konuşmak da gerekecek. en zoru da o. yabancılarla konuşma korkusu mu, yoksa her kimle olursa olsun konuşmaya tahammül edememe hali mi, bilmiyorum doktor bey'ciğim. bazen keşke sağır ve dilsiz olsam da benden konuşmam beklenmese dediğim anlar da olmuyor değil. çok fena.
çok şükür yazmakta sorun yok.
bu kadar konuşma yeter.
:)
sevgiler.
Yorum Gönder